"اعتقلت" - Traduction Arabe en Turc

• tutuklandı
• tutukladı
• tutukladım
• tutuklanmış
• tutukladın
• gözaltına
• tutuklandım
• tutuklandın
• tutukladınız
• tutukladılar
• tutuklamıştım
• tutuklamış
• tutuklandığını
• tutukladığın
• tutuklamışsın

Ashley Hartmann, Güney Padre Adası'ndaki bahar tatilinden sonra tutuklandı.
المرشحه لـ ان تصبح نائبة الرئيس اعتقلت بعد عطلـة الربيع في جزيرة بادري

Ancak, FBI eski CTU ajanı Tony Almeida'yı tutukladı.
ومع ذلك، اعتقلت المباحث الفدرالية عميل سابق من وحدة مكافحة الإرهاب

Ben Howard Epps'i sadece tutukladım. Onu idama mahkum eden juriydi.
أنا اعتقلت هاورد إبس و أنا كنت المحلف الذي حكم عليه بالموت

İlk kez on altı yaşında araç hırsızlığından dolayı tutuklanmış.
اعتقلت لأول مرة في سن السادسة عشرة بتهمة سرقة سيارة

Bu sabah hiç masum adam tutukladın mı görmek için bir uğrayayım diye düşündüm.
ورؤيه إن كنت قد اعتقلت أي رجال بريئين هذا الصباح؟

Neden bana Samirin 9 ay gözaltına aldındığını söylemedin?
لماذا لم تخبرني بأنك اعتقلت سمير لمدة تسعة اشهر ؟

Böylece Stalin düzeninin epey başında tutuklandım, bir Rus hapishanesinde 16 ay geçirdim.
لذا أنا اعتقلت في بداية التطهير الستاليني وقضيت ١٦ شهراً في السجن الروسي

Diyelim ki tutuklandın, ben yanındayım bebeğim. Kim sana kefaret parasını getirecek lan?
لنقل إنني اعتقلت وأنت كنت معي يا عزيزتي من سيحضر مال الكفالة؟

Babanın Litvanya mafyasında önemli biri olduğunu söylediğin için tutuklandı.
رجال الشرطة اعتقلت داد لأنك قلت لهم انه كان الغوغاء المسمار الليتواني.

Beyler, vermemiz gereken bir karar var. İçimizden birisi tutuklandı.
أيّها السيدان، إنّ علينا اتخاذ قرار، فأحد أفراد جماعتنا قد اعتقلت اليوم.

Bu yüzden, bir hiç için tutuklandı.
لقد اعتقلت دون جرم هذا هو السبب

NYPD iki ay önce annesini tutukladı.
شرطة نيويورك اعتقلت والدتها .... منذ شهرين

Polis, benim şu park görevlisini tutukladı. Ama avukatı, arama emrinin kusurlu olduğunu kanıtladı ve onu serbest bıraktırdı.
اعتقلت الشرطة خادمي المفضّل، ولكن" "محاميه أخرجه بسبب مذكرة بحث معيبة

Dediğim gibi ucu açık bir nokta var ve Howard Epps'i ben tutukladım.
هناك نهاية غير محكمة و أنا اعتقلت هاورد إبس

Yüzlerce erkek cinsel saldırı suçlusunu tutukladım.
.منذ ثلاث سنوات لقد اعتقلت المئات من مرتكبي الجرائم الجنسية .من الذكور

Gecenin bir yarısı bir çağrı alıyorum ve deniyor ki kızım özel mülke zarardan tutuklanmış.
انا وصلني اتصال في منتصف الليل يقول أن ابنتي اعتقلت بسبب تدمير الممتلكات العامة

1969'da tutuklanmış. 1971'de bir daha. İkisinde de adresi aynı. 1235, Mangrove Caddesi.
"اعتقلت بعام 69 وثانية بعام71 ونفس العنوان مدرج بكلا المرّتين، 1235 (مانغروف درايف)"

- Yine sınırda bir Batı Almanya tiyatro topluluğu mu tutukladın?
هل اعتقلت فرقة مسرحية على حدود ألمانيا الغربية مرة أخرى؟

Sanki yanlış bir şey yapmışım gibi beni gözaltına aldılar.
اعتقلت لي كما لو أنني قمت فعلت شيئا خاطئا.

- Kimlik kontrolünde tutuklandım.
لقد اعتقلت عندما كانوا يقومون بالتحقق من الشخصيات

Beş kez tutuklandın.
اعتقلت خمس مرات

Efendim, hiç tecavüzden ya da... cinayetten dolayı kör bir adamı tutukladınız mı?
سيدي، هل سبق لك أن اعتقلت رجل أعمى تحت تهمة الاغتصاب أو القتل؟

Polisler Bob Jenkins'i tutukladılar. Onu kelepçeleyip götürdüler.
وقد اعتقلت الشرطة بوب جينكنز واخذوه معهم مكبّلا

Dinozor kemikleri çaldığı için tutuklamıştım onu.
اعتقلت ذلك الرجل بسبب . سرقته لعظام الديناصورات

Birliğiniz, üç şüpheli şahıs tutuklamış.
28 يونيو، '88، وحدتك اعتقلت ثلاثة من المشتبه بهم.

Hırsızlıktan tutuklandığını ve senin onu kurtardığını biliyorum.
أعلم أنّها اعتقلت لسرقة المتاجر، وأنّكَ قمت بإنهاء الأمر حينها.

Ve bir tanesi bir şüpheliyi kanıtsız tutukladığın hakkında
والأخرى لِماذا اعتقلت مشتبهاً بهِ دون أدلة،

Bilgisayara bakılırsa adamları daha önceden tutuklamışsın.
الكمبيوتر يقول يأنك اعتقلت هؤلاء الأشخاص