Gerçek bir dünyada yaşamak istiyorum. Kurgusuz ve yalansız. Warsaw'da yaşıyorum. | Open Subtitles | أحب ان اعيش في عالم واقعي وليس في عالم خيالي أو زائف |
Kuzey California'da yaşıyorum ben. | Open Subtitles | أنا اعيش في ناباإنها شمال كاليفورنيا بجوار مزارع النبيذ |
Seattle'da yaşıyorum. Kadınlar hep uzun süreli ilişki ister. | Open Subtitles | انا اعيش في سياتيل ، والنساء عموما يريدون علاقات طويلة الامد |
- Ben de. Yani Brooklyn'de yaşıyorum. Buraya yeni taşındım. | Open Subtitles | اعني اعيش في بروكلين لقد انتقلت مؤخراً |
Bu binada kalıyorum ve daireme çıkmam için ajanlardan birinin beni kontrol etmesi gerektiğini söylediler. | Open Subtitles | أنا اعيش في المبنى وتم إخباري أنني أحتاج للتحقق مع أحد العملاء ليعطنى تصريحاً للولوج لشقتي |
Ancak bu muntazam yaşam tarzına girmeden önce ailemle birlikte Doğu Tibet'te yaşıyordum. | TED | ولكن قبل أن أدخل هذه الحياة الرسمية . كنت اعيش في التبت الشرقية مع أسرتي. |
- ...sanmıyorum. - Hayır, artık orada yaşamıyorum. | Open Subtitles | اذهبي لماليبو الآن لا لا لم اعد اعيش في ماليبو |
Gettolardan Gannon'a dönmeye çalışıyordum. Gannon'da yaşıyorum. | Open Subtitles | كنت احاول الخروج من المشروع لاعود لجانون انا اعيش في جانون |
Ama en büyük sebebi onun ailesinin tanıştığım en tuhaf insanlar olması ve ben California'da yaşıyorum. | Open Subtitles | ولكن في الغالب لأن والديها أغرب ناس رأيتهم في حياتي رغم انني اعيش في كالفورنيا |
California'da yaşıyorum. Asla kullanmam gerekmeyecek. | Open Subtitles | انا اعيش في كاليفورنيا , لن أستخدمها ابدا |
Kyoto'da yaşıyorum, babam oradaki eğitimin başkanı. | Open Subtitles | اعيش في كيوتو حيث ابي وزير للتعليم هناك |
Babamın eğitim bakanı olduğu Kyoto'da yaşıyorum, | Open Subtitles | اعيش في كيوتو حيث ابي وزير للتعليم هناك |
Babamın eğitim bakanı olduğu Kyoto'da yaşıyorum, | Open Subtitles | اعيش في كيوتو حيث ابي وزير للتعليم هناك |
Yani, California'da büyüdüm ama şimdi, Washington'da yaşıyorum. | Open Subtitles | أقصد باني تربيت في (كاليفورنيا) ولكني الان اعيش في (واشنطن) |
Ben küçükken hep böyle bir evde yaşamak istemiştim... | Open Subtitles | عندما كنت صغير كنت أريد أن اعيش في مثل هذا البيت |
Hayatım, Araf'ında yaşamak zorunda kalmadan da yeterince kötü. | Open Subtitles | حياتي مرهقة بما يكفي من قبل ان اعيش في سجنك |
Sen benim dünyamda yaşamak istemiyorsun ben de kesinlikle seninkinde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | انت لا تريد ان تعيش في عالمي وانا بالطبع لا اريد ان اعيش في عالمك |
Ben zaten Queens'de yaşıyorum. | Open Subtitles | حقا ؟ انا اعيش في كوينز |
Forli'de yaşıyorum. | Open Subtitles | اعيش في فورلي. |
Valley Village'da, 32,5 metrekarelik, fare dolu bir misafirhanede kalıyorum. | Open Subtitles | اعيش في منزل ضيوف بمساحة 350 قدم مربع في قرية الوادي مع الجرذان |
Boktan bir anahtarlık gönderdiler, bu arada bir kutuda yaşıyordum. | Open Subtitles | كل ماحصلت عليه هو سلسلة مفاتيح سيئة وفي ذلك الوقت كنت اعيش في صندوق |
Luke, üniversitedeyim ben. Artık orada yaşamıyorum. | Open Subtitles | لوك) ، انا في الجامعة ، انا لا اعيش في المنزل) |