Ne yazık ki laboratuvar işini bitirdiğinde önyargı ya da varsayım olmadan jürinin önünde bir katilin suçluluğu gerçek anlamda kanıtlanacak. | Open Subtitles | ومن سوء حظكِ عندما يتم عمل المختبر بشكل صحيح من دون انحياز من دون افتراضات |
Efendim, bunun anlamı yok sadece bir varsayım. | Open Subtitles | سيدي , هذا لا شيء سوى افتراضات |
varsayımlar ve hatalı mantık sıçramaları yapıyoruz. | TED | نحن نصنع افتراضات وقفزات خاطئة في المنطق. |
Bunların hepsi de manyakça varsayımlar ve söz veriyorum ki hiçbirisi olmayacak. | Open Subtitles | هذه كلها افتراضات جنونية، وأعدكِ أنَّها لن تحدث. |
Yanlış varsayımlara dayanarak bir soruşturmaya başlamanızı istemem. | Open Subtitles | لا اريدكم ان تدخلوا التحقيق تحت افتراضات غير صحيحة |
Zamanımızın baskın politik kuramları tarafından 3 varsayımda bulunulur. | TED | هناك ثلاث افتراضات تفترضها وفقاً للنظريات السياسية السائدة في عصرنا. |
- Hayır, hepsi varsayım ve tesadüfler üzerine, ama etkili. | Open Subtitles | -لا, الأمر كله افتراضات ومصادفات, ولكنه فعال |
Tahmin yürütmek yok, varsayım yapmak yok. | Open Subtitles | لا تخمينات... لا افتراضات |
Herkes endişelendiği için aptal aptal varsayımlar yapıyorlar ve nasıl tepki göstereceğin sana kalmış. | Open Subtitles | وبالنسبة لبقية الناس فهم دائما يفترضون افتراضات غبية والأمر عائد اليك في هذا الشأن |
Evet, ama hizmetçi tuttuğun zaman, bazı varsayımlar yaparsın. | Open Subtitles | نعم ولكن عندما تطلب خادماً .. تقوم بـ افتراضات معينة |
Tahminimce Amy'dir, ama ama varsayımlar yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها أيمي ولكن لا أريد أن أقوم بأي افتراضات |
Ne yazık ki, bu inanç varsayımlar üzerine kuruludur ve her zaman gerçeği yansıtmaz birçok ülkede, birçok kültürde. | TED | وللاسف هذه الاعتقادات مبنية على افتراضات لا تنطبق على ... عدة دول .. وعدة ثقافات |
Yukarıyı görmüyor, duymuyorsun, yalnızca varsayımlar! | Open Subtitles | ليست لدينا رؤية أو سمع بالأعلى هناك! أنت لديك فقط افتراضات! |
İş stratejisinin aslında her zaman teknolojiye dair varsayımlar üzerine kurulmuş olduğunu iddia edeceğim, bu varsayımların değiştiğini de ve aslında oldukça dramatik olarak değiştiklerini ve bu yüzden bizi harekete geçirenin iş stratejisi diye kastettiğimiz şeyden farklı bir kavram olduğunu. | TED | سأحاول أن أثبت أنّه وفي الواقع، استراتيجية الأعمال تقوم دائما على أساس افتراضات حول التكنولوجيا، وأنّ تلك الافتراضات في تغيّر دائم، وفي الحقيقة، فهي تتغيّر بشكل كبير جدًا، و أنّ ذلك سيدفع بنا إلى مفهوم مختلف لما نعنيه باستراتيجية الأعمال. |
Ve beni üzen şey, bir ekonomik çöküşün enkazı üzerinde dururken, pek çok kurum kararlarını verirken, yetenekler ve insanlar hakkında politika belirlerken, modası geçmiş, test edilmemiş ve bilimden çok geleneklere ait varsayımlara dayanarak hareket ediyor. | TED | والذي يقلقلني ونحن نقف هنا في خراب الانهيار الاقتصادي، أن الكثير من المنظمات تصنع قراراتها وسياساتها عن الموهبة والأشخاص، بناءً على افتراضات عتيقة غير مدروسة متأصلة في الفولكلور أكثر من العلم. |
"...mantıksız bulacağı, tamamen saçma varsayımlara dayalı..." | Open Subtitles | في مغامرة تعتمد على افتراضات واهية |
Dr. Brennan'a gerçekler lâzım, varsayımlara değil. | Open Subtitles | و (د. برينان ) بحاجة لحقائق، لا افتراضات. |
Ortaya koyulan auraya bakarak varsayımda bulunamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك وضع افتراضات .بناءً على كمّ الطاقة الظاهر |