Parlak bir geleceğin var derdim tabi bir geleceğin olduğunu varsayarsak. | Open Subtitles | كنت سأقول أن أمامك مستقبل مشرق على افتراض أن لديك مستقبل |
Emin misin? - Bir dakika elli saniye. Bu aletin doğru olduğunu varsayarsak. | Open Subtitles | .دقيقة و50 ثانية .على افتراض أن هذا الشيء دقيق |
Hem de bunların gerçek isimleri olduğunu varsayarsak. | Open Subtitles | وهذا على افتراض أن تلك هي أسمائهم الحقيقية |
Hainimizin bu siber saldırının da sorumlusu olduğunu varsayarak kodunu takibe almıştım, tekrar kullanılırsa diye. | Open Subtitles | وعلى افتراض أن الخائن هو المسئول عن هذه القرصنة كنت أراقب نفس الكود |
Söylediğin her şeyin doğru olduğunu varsayarak soruyorum üstün ırk homo novus yarın nasıl işe gitmeyi düşünüyor? | Open Subtitles | على افتراض أن كل ما تقوله صحيح كيف سيذهب هذا "الإنسان المتطور" جينيا للعمل غدا صباحا؟ |
Eh, en azından katilimizin ilk cinayeti olduğunu varsayabiliriz. | Open Subtitles | حسناً على الأقل نستطيع افتراض أن المجرم يرتكب جريمة للمرة الأولى |
Cesedin Shinji Togashi'ye ait olduğunu varsayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا افتراض أن الجثة (تعود لـ(شينجي توجاشي |
Mantık şu: Eğer evde ihtiyacın olan herşeye sahipsen, başka bir yerde arayışa gerek yok, mükemmel bir evlilik diye bir şey olduğunu varsayarsak, bu bizi arayış arzumuza karşı duyarsız kılacaktır. | TED | هكذا هو المنطق: إذا كان لديك كل ما تحتاجه في المنزل، ثم ليست هناك حاجة لتذهب للبحث في مكان آخر على افتراض أن هناك شيء اسمه الزواج المثالي الذي قد يُطعِّمنا ضد شهوة حب التجوال. |
Todd Branson'ı bıçaklayanın bu adam olduğunu varsayarsak,.. | Open Subtitles | لذلك، على افتراض أن هذا هو الرجل |
Motorun virüs taşıyıcı olduğunu varsayarsak durduğu anda her yer cehennem ateşine dönecektir. | Open Subtitles | على افتراض أن الدراجة تحمل الفيروس عندما تتوقف ... . |