Fakat boş oy kullanan insanlar karşısında ne yapılması gerekir? | TED | ولكن ماذا تفعل لمن يصوتون بأوراق اقتراع فارغة؟ |
Bu sefer daha büyük bir rakam, halkın yüzde 83'ü boş oy kullandı. | TED | وفي هذه المرة كان العدد أكبر %83 من الناس صوتوا بأوراق اقتراع فارغة. |
Chicago'da Siyah kadınların oy kullanma hakkı organizasyonunun kurulmasına öncülük eden Wells oy kullanma savaşında önemliydi. | TED | كانت ويلز طرفًا فعالًا في الكفاح من أجل شمولية التصويت وبدء منظمة حق اقتراع النساء السود في شيكاغو. |
Demokrasinin esasına dayanarak buna gizli oylama diyoruz. | Open Subtitles | أنه يدعى اقتراع سري وهو أساس ديمقراطيتنا |
Neden yargıcın üçüncü partinin baskı hatasını erken oylama sandıklarında izin verdiği konusunda savunmalara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج أن نجادل لم يجب على القاضية أن تسمح بإبقاء الخطأ في اسم المرشح الثالث في اقتراع التصويت المبكر |
- Lütfen ayrıca midilli alıp almayacağımızı da oylayabilir miyiz? | Open Subtitles | وايضاً ,هل يمكننا اقتراع سواء هل سنحضر مُهراً او لا؟ |
Ama toplam tutmuyor. 801 pusula vardı ve 803 kişi oy kullanmış. | Open Subtitles | أترى ؟ هذا لا يعقل كان هناك 801 ورقة اقتراع بينما قام 803 شخص بالتصويت |
Gazetede bir anket vardı. Sana oy vermiştim. | Open Subtitles | لقد كان هناك اقتراع فى الصحيفه,لقد صوت لك |
Her oy pusulasını tekrar sayım makinelerinden geçirecekler. | Open Subtitles | سوف نعد كل ورقة اقتراع من خلال آلات الفرز مرة أخرى |
Makinelerin geçersiz ilan ettiği 175.000 oy pusulası var. | Open Subtitles | ومن ناحية أخرى, هناك 175،000 بطاقة اقتراع لم تقم الآلات بالاعلان عنها كأصوات |
Bayanlar ve baylar 460.000 oy saydıktan sonra sayılacak yaklaşık 1000 oy kalmışken eyalet sekreteri bitimi iki saat geçe bizi durdurmaya karar verdi. | Open Subtitles | بعد فرز 460،000 بطاقة اقتراع مع مايقارب 1،000 بطاقة لم تحسب بعد قررت وزيرة الخارجية اغلاقنا بعد ساعتين |
Bu yıl oy pusulası kullanılmayacak olması büyük bir gelişme. | Open Subtitles | لن تكون هناك أوراق اقتراع. الآن، هذا هو التطور. |
Mührü kırık bir oy sandığının taşınıp yerleştirildiğini gördüm. | Open Subtitles | رأيت صندوق اقتراع بختم ممزق يُحمل ويُوضع في الزاوية |
Jordan Karahalios'un belirtiğine göre, Eli onunla 18 Şubat'ta görüşmüş ve Jordan'ın itirazlarının üzerinden dolu bir oy sandığını göz önünde bulundurmaya ihtiyaçları olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لقد صرّح جوردان كاراهيليوس أن إيلاي اجتمع به في 18 فبراير وقال له رغم اعتراض جوردان إنهم في حاجة إلى التفكير في تزوير صندوق اقتراع |
Geçen hafta, bir yönetim kurulu üyesini atmak için gizli oy vermiş. | Open Subtitles | كان لديه اقتراع سري لإزالة عضوا في مجلس إدارة |
Kamu Bütünlüğü Dairesinin dolu bir oy sandığı ile ilgili konuları araştırdığını düşünürsek. | Open Subtitles | بما أن مكتب النزاهة العامة يحقق في شأن صندق اقتراع بأصوات مزيفة |
İkinci bir oylama ve tekrar bir açık kurultay. | Open Subtitles | هذا يأخذه إلى اقتراع ثانٍ في المؤتمر المفتوح |
Sonuç olarak ilk oylama gerçekleşene kadar ne olacağını kestiremeyiz. | Open Subtitles | لذا, لن تكون لدينا فكرة نهائية كيف ستنتهي الأمور على الأقل حتى أول اقتراع |
İkinci oylama, bu öğleden sonra gerçekleşecek. | Open Subtitles | اقتراع آخر سوف يُـعقد بعد الظهر. |
- Ha bir de rica etsem midilli alıp almayacağımızı da oylayabilir miyiz? | Open Subtitles | وايضا هل يمكننا اقتراع بأن هل سنحضر مهر صغير او لا؟ |