Erkek işinde çalışan bir kadın rekabeti arttırır. Cinsel ve ekonomik anlamda. | Open Subtitles | المرأة التى تزاول عمل رجل منافسة جنسيا و اقتصاديا على حد سواء |
Çalışan sınıf ve kent yoksulu Amerikalılar... ...ekonomik olarak şu anki gıda... ...düzenimizden yarar görmüyorlar. | TED | الأميركيين من الطبقة العاملة وفقراء الحضر لا يستفيدون اقتصاديا من جهود نظام غذائنا الحالي. |
Vali Bloomberg göreve geldiğinde çok yardımcı oldu ancak bunun ekonomik getirisi yüksek bir yatırım olacağı konusunda kendisini ikna etmemiz gerekiyordu. | TED | تولى العمدة بلومبرغ الولاية، وكان في غاية الدعم، لكن لا زال علينا أن نهيئ قضيتنا اقتصاديا. |
Artık ekonomik hasar da vermeye başlayan, yeryüzünün tüm kaynakları, tüm kapasiteleri ve tüm sistemleri üzerindeki artan taleplerimiz yüzünden duracak. | TED | سيتوقف بسبب طلبنا المتزايد على الموارد وكل السعات وكل الأنظمة على الأرض، والتي تعرف الآن ضررا اقتصاديا. |
Ve kuraklık ve sellerin artan yoğunluğu Dünya'nın tahıl ambarlarını şiddetle etkileyecek, büyük açlıklara ve ekonomik çöküşe neden olacak. | TED | وزيادة شدة الجفاف والفيضانات سيؤثر بشدة على سلة خبز العالم، مسببا مجاعات هائلة وتراجعا اقتصاديا. |
Eğer izin verirseniz, öncelikle, niçin ekonomik olarak bu inanca ulaştıklarını açıklayacağım. | TED | اذا اعرتموني انتباهكم سوف اقضي بعض اللحظات في محاولة التوضيح لكم اولا لمذا هم اقتصاديا اصبحو يومنون بهذا |
O yüzden, ilk olarak, kadınların siyasi ve ekonomik olarak güçlenmesine odaklandım. | TED | لذا ركزت في البداية على تعزيز مكانة المرأة اقتصاديا وسياسيا. |
Fakirlikteki en büyük azalma Çin ve Hindistan gibi ülkelerin geçtiğimiz yıllarda hızlı ekonomik kalkınmasından kaynaklandı. | TED | بعض أكبر الانخفاضات في الفقر كانت في بلدان مثل الصين والهند، والتي شهدت نموا اقتصاديا سريعا في السنوات الأخيرة. |
En azında 5 yılda geri dönüş ile, tüm bunlar bir anda çok ekonomik olacak. | TED | وبمردود في أقل من خمس سنوات، فجأة يصبح هذا اقتصاديا جدا |
Bu bir günlük gazetenin ekonomik gelişimini engellemenin bir çeşit çok iyi, çok yönlü yolu. | TED | انها طريقة ناعمة و ذات فاعليّة لتضييق الخناق اقتصاديا على صحيفة يوميّة. |
Sana bunun ekonomik yönden sağlıksız olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | الطريقه التى تصورتها كما قلت لك خاطئه اقتصاديا |
Newsweek'te kıyamet görüşlülerin yerlerinin nasıl ekonomik sıkıntı içinde olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | قرأت فى النيوزويك عن بعض الاماكن المكتئبة اقتصاديا مثل العاملون بتهذيب الحدائق مثل الرؤيا او الحلم |
ekonomik olarak yeterince fakir olan ve neredeyse her şeye inanmaya hazır bir toplumun önüne attığınızda elinizdeki bir mucize olur. | Open Subtitles | في مجموعة متخلفة من البشر اقتصاديا وثقافيا تصدق اي شيء وحصلتم لأنفسكم على معجزة |
Neredeyse her şeye yeterince inanan ekonomik olarak çökmüş bir halkın içine atılırsa kendinize bir mucize bulursunuz. | Open Subtitles | في مجموعة متخلفة من البشر اقتصاديا وثقافيا تصدق اي شيء وحصلتم لأنفسكم على معجزة |
Bu üniversite burada olmasa tüm bu bölge ekonomik bir çöl olarak kalacaktı. | Open Subtitles | ان لم تكن من أجل هذه الجامعة لكانت كل هذه المنطقة مضيعه اقتصاديا أليس كذلك؟ |
Yani bunların milyonlarca aile üzerindeki etkisini topladığımızda, büyük ölçekli ekonomik gelişme elde edilebilir. | TED | لذلك عندما تجمع هذه الصور من المعلومات علي مدار ملايين العائلات , ويمكن للناتج ان يكون تطورا اقتصاديا . |
ekonomik yönden dezavantajlı ve sorunlu çocuklara erken çocukluklarında bakım sağlayabilir ve bunu ücretsiz yapabiliriz. | TED | بأمكاننا توفير العناية للطفولة المبكرة للأطفال المحرومين اقتصاديا وغير ذلك من الذين تواجهم مشاكل كما يمكننا توفير ذلك مجانا |
Ortaokul ve lisede hatta ekonomik ve diğer türlü dezavantajlı çocukları, özellikle çocuk adalet sistemine maruz kalmış olanları, destekleyen K-5 okullarında özel eğitim sağlıyor olabilirdik. | TED | يمكننا توفير مدارس خاصة في كل من المرحلة الثانوية والمدرسة المتوسطة، وحتى تمهيدي 5 هذا يهدف الاطفال المحرومين اقتصاديا وغير ذلك، خاصة الاطفال الذين تعرضوا لنظام قضاء الاحداث |
Bu kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi ile ilgili, bu zarar görmüş çocukların iyileştirilmesi ile ilgili ve bu önleyici olmakla ilgili, büyük Ö ile. | TED | ان الحل يكمن في تقوية النساء اقتصاديا , ان الحل يكمن في معالجة الاطفال المتالمين و ان الحل يكمن في الوقاية . |
Genelikle bir muhbirin öncülük ettiği bu operasyonlar, araçları ve fırsatları ve bazen akıl hastası ve ekonomik olarak çaresiz insanların şimdi terörist dediğimiz kişiler olması fikrini bile sağladı. | TED | هذه العمليات التي غالبا ما يقودها مخبر يوفر الوسائل والفرص وأحيانا حتى هذه الفكرة لمختل عقليا و اليائسين اقتصاديا ليصبحوا ما نطلق عليه الآن مصطلح الإرهابيين |