Haklısın beni ikna ettin. | Open Subtitles | كنت على اقتناع لي. نحن في الكثير من المتاعب. |
Zaten çok az olan arkadaşlarından şimdiye kadarki en yakın olanla paylaştığı derin ikna olmuşluktu. | Open Subtitles | مفتاح اعتقاده، يأتي من اقتناع راسخ تشاركه مع إحدى أقرب أصدقائه على الإطلاق. |
Denizaltının komutanı olarak, haçı korumanın benim vazifem olduğuna ikna oldum. | Open Subtitles | كقائد للغواصة فقد اصبحت على اقتناع اننى فى وسط المحاولة |
Bütün bunlar bittiğinde, elimde bir şey olmadığına ikna olduğunda ne olacak? | Open Subtitles | عندما يتم هذا ، عندما كنت على اقتناع بما أننه لم يبقى شيء لأقدمه، وماذا بعد؟ |
Savcı Caleb'in belediye meclisinden birisine para verdiğine ikna olmuş, sana verdiğine. | Open Subtitles | المدعي العام على اقتناع بأن "كاليب" قام برشوة شخص ما في مكتب عضو مجلس المدينة قام برشوتكِ |
İnanç seçim meselesi değil, ikna meselesidir. | Open Subtitles | العقيدة ليست مسالة اختيار ولكن اقتناع |