"اقراص" - Traduction Arabe en Turc

• hapı
• CD
• hapları
• hap
• haplar
• karşılayacak kadar para

Çişe gittiğinde içeceğine altı tane alerji hapı attım.
ربما انني وضعت ستة اقراص من حبوب الحساسية في مثلجاتك بينما كنت تتبول

Uyku hapı alamazsın dostum, bu Rüya Bilimi 101.
لا تتناول اقراص النوم فهي علم الاحلام الممتاز

Ve birde bu böbrek, biraz uyku hapı, bu banka işlemi ve bir sürü eğlenceli vakit geçirdiğim bu yetişkin internet sitesine tıklama.
ومن ثم هذه الكلى, وبعض اقراص المنومة ومن ثم هذه الكلى, وبعض اقراص المنومة ومن ثم هذه الكلى, وبعض اقراص المنومة

Her neyse. Bana bir CD player ve bolca CD lazım.
مهما يكن, اريد مشغل اقراص مدمجة مع بعض الاقرصة

Yeni formüllü, tüm zamanların en iyisi Garbagine hapları kötü markalılardan ne kadar hızlı işe yarıyor, gör.
ترى مدى سرعة المعادلة الجديدة ، الافضل علىالاطلاق اقراص جارباجين بالقياس لهذا صنف رديء

Belki de son seferinde daha küçük bir hap vermişsinizdir.
لكننى متاكدة انك اعطيتنى اقراص اضعف المرة السابقة

Tatlim, bunun için erkeklerin alabilecegi, haplar var.
عزيزتي هناك اقراص يمكن للرجل ان يأخذها لتك النوعية من المشاكل

Az önce hastabakıcıya uyku hapı yutturdum.
لقد اعطيت لممرضك توا اقراص منومة

-İhtiyacım yok... -Uyku hapı, hayatım.
اعتقد اني لستُ بحاجة لهذ الأقراص - اقراص للنوم عزيزتي -

Ona her zamanki dozdan "mutluluk hapı" verdim.
أعطيته جرعته العادية من اقراص السعادة

Aman Tanrım, biri mutluluk hapı almalı.
يا الهى احدهم تناول اقراص سعادة

Uyku hapı, lityum ve Clonazepam buldum.
انا وجدت اقراص للنوم، ليثيوم، و كلو -نازا-بام.

Odasında bir şişe tansiyon hapı buldum - serenayt.
لقد عثرت على زجاجة اقراص ضغط الدم فى غرفته...

Sen oldukça iyi bir doktor ve gerçekten iyi bir diyet hapı satıcısıydın.
كنت... طبيب بارع جداً... وبائع اقراص حمية جيّد حقاً.

- Hiç. Şuradan CD alacaktım.
لا شيء، أذهب للزاوية أحضر اقراص مدمجة يا صديق

Ve artık onların 50 hit şarkısı 4 CD içinde.
والان مع خمسون اغنية مسجلة على اربع اقراص تشغيل

Bu karışık CD'ler üstünde sizin isminizin yazdığı geçen gece bunların tamamen son bir kaç ay içinde Bay O'Brien tarafından satın alınmış şarkılardan oluştuğunu fark ettim.
هذه اقراص مدمجة متنوعة التي تحمل اسمك عليها ادركت ليلة امس انها صنعت كليا

Çok güçlü uyku hapları var. Onu uyandırmak imkansızdı.
هذه اقراص شديدة للنوم, من المستحيل ان تستطيع ايقاظه.

Fakat bende de, dostum, uyku hapları da var.
ولكنى انا ايضا يا صديقى, لدىّ اقراص منوّمة

Uyku hapları. Bu öğleden sonra dinlenmeni istiyorum.
- اقراص منومة,اريدك ان ترتاحى قليلا هذه الظهيرة

Pantolonunu çıkarırken cebindeki koskoca hap kutusunu nasıl hissetmezsin ya?
كيف لم تحس بقارورة اقراص كبيرة في جيبك عندما كنت تخلع بنطالك ؟

Dinlendirici haplar Ltd. İnsanlara istediklerini verecekler.
اقراص المخدرات تعطي الناس ما يريدون

Ben erkeğim. Doğrusu ben sağlam bir erkeğim çünkü stres ataklarımın kontrol tedavisini karşılayacak kadar para kazanabiliyorum.
اجل (بيرى) انا الرجل, هذا الرجل اُجبر لتعاطى اقراص