"اقنعت" - Traduction Arabe en Turc

• ikna ettim
• inandırdım
• ikna ettin
• ı ikna
• ikna etti

Sadece yakalanmış olmanızın, müttefikleri planlarını değiştirmek... zorunda bırakacağına Başkomutanlığı ikna ettim.
لقد اقنعت القيادة العليا ان مجرد اسرك سيجبر الحلفاء علي تغيير خططهم

Geçen geceki toplantımızda bazı psikiyatristleri ona bir oyun oynamaya ikna ettim.
في احدى اجتماعاتنا اقنعت طبيبا نفسيا من زملائي بان نقوم بايقاعه بمقلب

Bence kendimi bile ikna ettim. Uzay ve oradaki cisimler her şeye rağmen beni öldürmeyecek.
أعتقد بأني حتى أنا اقنعت نفسي بأن الاحتمالات أن الفضاء والأجسام فوق لن تقتلني هي بالفعل جيدة بعد كل شيء.

Yıllarca o evde oturdum. Hayatımı boşa harcamadığıma kendimi inandırdım.
طوال السنوات التي بقيت فيها هناك اقنعت نفسي

Zavallı adamı bu işe sokmak için onu sen mi ikna ettin?
هل اقنعت هذا الرجل المسكين بالتورط في هذا الامر؟

Yıllardır, kasabadaki herkesi bir Noel hesabı açtırması için ikna ettim.
علي مر السنين , اقنعت الجميع في البلدة ليقوموا بفتح حساب صغير للكريسماس

Neyse Meg'i dansa gitmeye ikna ettim, şimdide onu dansa bırakacağım.
لقد اقنعت ميج بالذهاب الى الحفل الراقص, سأذهب لاوصلها.

Hayır, bir tefeciyi boğazından aşağı asit dökmemeye ikna ettim.
لا لقد اقنعت احد الرجال ان لا يضع حمض الاسيد داخل حلقه

Benden istediğin şeyi yaptım, çünkü kendimi Kirk için en iyisinin bu olduğuna dair ikna ettim.
سويت الي طلبت مني لاني اقنعت نفسي انه الشيء الافضل لكيري

Bayan Fairfax'i bize üç güzel balat çalmasına ikna ettim.
لقد اقنعت السيدة فيرفاكس بغناء ثلاث اغاني لنا

Küçük kızlarımı midilliden vazgeçirip hamster almaya ikna ettim.
لقد اقنعت فتياتي بشراء هامستر بدلا من حصان

Asıl mesele şu ki Amir Zaman'ın generallerinden birini Zaman'ı tutuklayıp başa geçmesi için ikna ettim.
لقد اقنعت احد جنرلات زومان ان يعتقله ويستلم السلطة

Oradaki bağlantımı şirket ağını saatliği 3 dolara İsyan'a kiralaması için ikna ettim.
حسنا, اقنعت الذي اعرفه هناك ان يؤجروا شبكتهم ل"ميوتني" ب 3 دولارات للساعة

Kardeşimi de benimle birlikte gitmesi için ikna ettim fakat o da korkuyor.
لقد اقنعت اخى ان يأتى معى كان هو ايضاً خائف

Ben kız kardeşimi ikna ettim beni bu haftasonu buraya yazdırması için
اقنعت أختي لتوقع أوراقي لأخرج بنهاية الأسبوع هذه

Sevgili Dr. Willet'i kadının aklını kaçırdığına garip hayaller gördüğüne hatta kocasının bile ona sırtını döndüğüne inandığına ikna ettim.
.... لقد اقنعت الدكتور ويليت ... أنها بدأت تفقد عقلها

Galiba kendimi bir yanlışın diğer yanlışı götüreceğine inandırdım.
اقنعت نفسي أن القيام بخطأ واحد سيلغي الخطأ الاخر.

Kendimi şuna inandırdım özel olarak seçtiğim bir hastayı kurtarırsam bir şekilde sen de iyileşecektin.
اقنعت نفسى بأنه اذا امكننى انقاذ مريض بعينه من مرضاى هذا سيجعلك بطريقة ما

Fakat özellikle bir bıçakla cinayet gibi bir işe girişemeyeceğini biliyordun, böylece bir beyin fırtınası yaşadın ya da sence her neyse, o durumda kendini cinayet işlediğine ikna ettin.
ولكنك كنت تعرفين انك عاجزة عن القيام بعمل مثل القتل, خاصة بالسكين لذا جاءتك عاصفة دماغية او ايا ما كانت حيث اقنعت نفسك بانك قمت بإرتكاب الجريمة

Onun için bir Amerikan dükkânında çekim yapmak için Azamat'ı ikna ettim.
لهذا اقنعت "ازامات" لعمل تقرير في متجر امريكي

Aslında, bir mahallenin tümünü, bunun olduğuna ikna etti.
فى الواقع , لقد اقنعت بالفعل الى بأكملة بأنة مسكون هذة موهبة