| O marul içine katılan etkilerin hepsi sistemden kayboldu, bu da buzdolabından kaybedilen enerjiden çok daha büyük bir çevresel etki demektir. | TED | جميع تلك الاشياء الموجودة في الخس تضيع من النظام , و الذي يجعل هذا مؤثر اكبر في البيئة من ضياع الطاقة من الفريزر |
| Bir başka deyişle, bizler ortalıkta dolaşan biricik canlılar değiliz; daha büyük bir ekosistemin parçasıyız. | TED | بعبارة أخرى ، نحن لسنا المخلوقات الوحيدة الموجودة في العالم نحن جزء من منظومة اكبر في البيئة |
| ...daha büyük olsaydın ya da öğrenci olmasaydın olurdu. | Open Subtitles | لو كنت اكبر في العمر أو أو ليس طالب بالمدرسة |
| Hayır, Vega daha büyük gangster Kuzey yakası 13'te | Open Subtitles | كلا فيقا يدير عصابة اكبر في شمال شارع 13 |
| Hayatında senin fark ettiğinden daha büyük bir yeri var. | Open Subtitles | انها تحوز مكانا اكبر في عالمك مما تتصوره |
| Biliyorum başımızda bundan daha büyük olaylar var. | Open Subtitles | اعرف اننا لدينا... ـ اشياء اكبر في عقولنا من هذا |
| Ama filmlerde daha büyük görünüyorsun. | Open Subtitles | اكبر في الأفلام مالذي تفعله هنا؟ |
| Şimdi bu iki opsiyon -dahilik ve hortumculuk- sizi aşırı kendinize güvenilir yapacaktır ve böylece gelecekte daha büyük riskleri almaya yatkın yapacaktır. | TED | والان كلا الاحتمالين - المخادع والذكي - سوف يجعلانك تشعر بثقة هائلة وبالتالي متقبلاً اكثر للقيام بمغامرات اكبر في المستقبل |
| Hayatta daha büyük amaçların olmalı. | Open Subtitles | قد يكون لي غرض اكبر في حياتي. " |
| Onun elinde daha büyük görünüyordu. | Open Subtitles | كان يبدو اكبر في يده.. لكن.. |
| Austin'de daha büyük bir evimiz vardı. | Open Subtitles | نعم, لدينا بيت اكبر في اوستن |