Bu bize insanoğlunun 50 yıl evvel ulaşmış olduğu uzaya insanlığı taşıma konusunda daha fazla bir genişleme vermeyecek. | TED | وسوف لن يترك لنا أي زيادة في التوسع العام للبشر في الفضاء اكثر مما كنا عليه قبل 50 عاما. |
Fakat eğer düşünürseniz ve organize olursanız zeminden çok daha fazla destek görürsünüz. | TED | لكن هناك المزيد من الضغوط من القواعد اكثر مما تعتقدون، إذا بدأنا بالتنظيم. |
Onu eskiden sevdiğimden daha çok sevemem sanıyordum. Fakat Tanrım! | Open Subtitles | ظننت اننى لن احبه اكثر مما احببته و لكن ياللروعة |
Zulan olduğunu biliyordum da... Polisten daha çok silahın varmış. | Open Subtitles | لم نعلم انك مسلحة لديك اسلحة اكثر مما لدى الشرطة |
Genellikle değil, ama sen gösterdiğinden daha fazlasını içinde saklıyorsun. | Open Subtitles | عادة هو كذلك ولكنك تخفى اكثر مما تفصح منذ ظهورك |
Elinden gelen birşey yok... benden daha fazla acı çekemezsin. | Open Subtitles | انت لا تستطيع التحكم بذلك وتعاني اكثر مما اعاني انا |
Şansa bak. Sandığımızdan daha fazla ortak noktamız var. Doğru. | Open Subtitles | لا اصدق , لدينا اشياء مشتركة اكثر مما كنت اعتقد |
Sayabileceğinden çok daha fazla kendi adını taşıyan binası var. | Open Subtitles | لديها من المباني المسماة على اسمها اكثر مما يمكنك عده |
İnan bana, seni burada gerektiğinden daha fazla tutmaya niyetimiz yok. | Open Subtitles | صدقني ، لا نريد ابقاءك هنا لفتره طويله اكثر مما نستطيع |
Catherina Hanım, İspanyol Papa'nız savaşa sandığınızdan daha fazla susamış. | Open Subtitles | البابا الاسباني لديه شهية للحرب اكثر مما تتخيلي, سيدة كاثرينا |
Sende üstesinden gelebileceğinden daha fazla olduğundan birazını paylaşmakta sakınca görmezsin diye düşündüm. | Open Subtitles | وبما انهُ لديكِ اكثر مما يمكنكِ أن تتحمليهِ لم اظن انكِ ستمانعين المشاركة |
Zulan olduğunu biliyordum da... Polisten daha çok silahın varmış. | Open Subtitles | لم نعلم انك مسلحة لديك اسلحة اكثر مما لدى الشرطة |
Sanırım babamın seni benden daha çok seveceğini sandığımda biraz çıldırdım, ama fark ettim ki ikimizi de seviyor. | Open Subtitles | لقد كنتُ نوعا ما مرتعبة من ان ابي يُحبكِ اكثر مما يحبني، ولكني ادركت الان انه يحُبنَا نحن الاثنين |
Bu kiliseyi şu anda, eskisinden daha çok birleştirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | الآن نريد ان ننهض بتلك الكنيسة معا اكثر مما سبق |
Bildiğinden daha fazlasını ifşa ediyor dergideki bakışıyla. | TED | فكم تستطيع ان تكشف بوهج حبرها اكثر مما تعرف |
Bu tesis, sizin yapabileceklerinizden çok daha fazlasını gerçekleştirebilir. | Open Subtitles | هذه الغرفه ذات اهميه قصوى لنا اكثر مما تتصور |
Yanımızda getirdiğimiz maymunlar, tahminimizden çok daha güçlü ve çok daha zeki. | Open Subtitles | القرود التي احضرناها معنا كانت اقوى منا واكثر ذكاءا اكثر مما تخيلنا |
Ve birden hem hastaneden, hem de senden... uzaklaşınca, bu... kaldırabileceğimden çok daha... | Open Subtitles | وعندما واجهت فجاءة انى غادرت من الاثنين المستشفى وانت كان اكثر مما اتحمل |
Olduğundan fazlasını olabilmek için, daha da insan olmaya hazırdın. | Open Subtitles | عندما تصبح اكثر مما كنت فستكون أكثر شبها بالرجل. |
Okyanuslarda yaşayan, ve oldukça ağır hayvanlardır sandığımızdan çok daha uzun mesafelerde iletişim kurabilirler. | TED | لانها حيوانات تقطن المحيطات .. وهي حيوانات كبيرة لذا توجب عليها التواصل على المدى البعيد وهو اكثر مما كنا نتوقع |
Çok sorun çıkardınız. Değmeyeceğiniz kadar çok sorun. | Open Subtitles | لقد اوقعتنا فى الكثير من المشاكل مزيد من المشاكل اكثر مما تستحق |
Aslında düşündüğünüzden daha fazlası var. | TED | بالحقيقة هناك اكثر مما تظن من هذه الأشياء. |
"İfade etmek istediğimden daha fazla bir düşünceye neden olduysam kendimi biraz daha geri çekmediğim için pişmanlık duyuyorum." | Open Subtitles | إحترامي لعائلتك مخلص، وإذا كنت قد قلت شيئاً اكثر مما كان يجب أن أعبر عنه فإني أندم على عدم أخذي الحذر |
Ama sonuç olarak hiçbiri yaşamın en büyük sorusu karşısında benim bildiğimden daha fazlasına ulaşamamışlar. | Open Subtitles | بكل هذه العقول العظيمة، وفي النهاية لا أحد منهم يعرف شيء أكثر عن الاسئلة الكبيرة من الحياة اكثر مما اشعر به |