Cidden, akşam sadece humus yedim. | Open Subtitles | لا، بجدية، كل الذي اكلته على العشاء كان الحمص. |
- yedim adamım. Starr sadece vejetaryen pişiriyor. | Open Subtitles | انا اكلته الاآنسة ستار لا تعد إلا الطعام النباتي الآن |
yediğim bir şeyden oldu herhâlde. | Open Subtitles | من المؤكد بانها بسبب شئ اكلته مالذي حصلت عليه من الشرطة الجنائية |
Yani muhtemelen yediğim ya da içtiğim bir şeydendi. | Open Subtitles | أعني , لابد أنني... . شيء اكلته او أياً كان. |
Paketlenmiş olup olmaması ne farkeder? Farkeden sey onu yemiş olmam Hemde tabaktan çıplak ellerimle. | Open Subtitles | مايهم اني اكلته مباشرة من القدر بيدي مايك؟ |
Geçen sene tatil partisinde Yediğin 2 ayrı doktor tarafından teşhisi konulan korkunç besin zehirlenmesi geçirdiğin zamanki kalamar. | Open Subtitles | ذلك الذي اكلته في حفلة الاجازة العام الماضي عندما اصبت بذلك التسمم الغذائي القوي |
Sana mısır gevreği hazırlamıştım ama hepsini ben yedim. | Open Subtitles | لقد صنعت لك وعاء من الحبوب، ولكني اكلته |
Pişirdi ben de yedim. | Open Subtitles | لذلك هو قام بطبخه وانا اكلته |
Karamel komasına girdim ama yine de yedim. | Open Subtitles | طلبت فودج التوفي ولكن اكلته |
- Ben yedim lan. Dava et. | Open Subtitles | اكلته كله، قاضيني |
Ben benimkini yedim. | Open Subtitles | انا اكلته |
yediğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد وانه شياءً اكلته |
yediğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد وانه شياءً اكلته |
Doktor yediğim bir şeyden olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الطبيب قال انه كان شيئا اكلته |
Bu şimdiye kadar yediğim en iyi benzeşim. | Open Subtitles | هذه أشهى تشبيه اكلته في حياتي |
Bu sefer tamamını yemiş. | Open Subtitles | لقد اكلته كله هذه المرة |
Aslanlar yemiş! | Open Subtitles | ! الاسود اكلته |
Yediğin şey küçük viski şişesiydi. | Open Subtitles | قارورة من الويسكي، هذا ما اكلته - |