Yapılması imkansız bir film yaptım, ama o zaman imkansız olduğunu bilmiyordum ve bu şekilde filmi yapabildim. | TED | لقد صنعت فيلما كان من المستحيل صنعه لكنني لم اكن اعرف انه كان مستحيل. و هكذا كيف تمكنت من صنعه. |
Bütün mikrodalgalar için geçerli bir kural olduğunu bilmiyordum ki. | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه قانون مع جميع اجهزة المايكرويف |
Daha önce sen olduğunu bilmiyordum. Daha önce ben değildim, James. | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه انتِ - هل اعرفك من قبل يا جيمس - |
Biriyle birlikte olduğunu bilmiyordum, özür dilerim. | Open Subtitles | انا لم اكن اعرف انه احدهم انا اسف |
Orasının Trudy'yle tanıştıkları yer olduğunu bilmiyordum . | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه التقى بترودي هناك |
Sen olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه انتِ اعتقدت انني في حلم |
Bir Yahudi olduğunu bilmiyordum. Ben bir bebekken ölmüş. | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه يهوديا |
Öyle biri olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه كذلك وقتها |
Onun sahtekar olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لم اكن اعرف انه غير قانوني |