"الآخر الذي" - Traduction Arabe en Turc

    • başka bir
        
    • diğer bir
        
    • diğeri
        
    • Başka ne
        
    • ikinci
        
    • gelen diğer
        
    Daha sessiz. Yaptığımız başka bir şey ise; yüzünü pürüzsüzleştirdik. TED الشيء الآخر الذي قمنا بعمله هو أننا صقلنا الوجه
    Bizim için başka bir konu da sigorta şirketleri, giderek bazı düşünceler onlara çekici gelmekte. TED والشيء الآخر الذي كان يحدث معنا أن بعض شركات التأمين، وبشكل متزايد، تجذبها بعض هذه الأفكار.
    Balina seksi hakkında öğrendiğim diğer bir şeyde onlar da ayak parmaklarını kıvırıyor. TED والشئ الشيّق الآخر الذي تعلمتُه عن جنس الحيتان: أنهم يعقصون أصابع أرجلهم أيضاً.
    Ama haberin olsun, ben küçükken bir ebeveynim arkadaşım olmak isterdi diğeri de bunu umursamazdı. Open Subtitles لكن لمعلوماتك فقط , كان لدي أحد الوالدين حينما كبرت الذي أراد أن يصبح صديقي و الآخر الذي لم يكترث بشأن ذلك
    - Sence o kadar kötü mü? - Başka ne yapabilirim? Open Subtitles هل تعتبد أنه بهذا السوء أنا لا أعرف ما الشيئ الآخر الذي يتوجب فعله
    İkinci ihtiyaç duydukları şey de hızdı. TED لكن الشيء الآخر الذي كانوا يحتاجونه هو السرعة.
    Benimle konuşmaya gelen diğer elemana söylediğim gibi, size söyleyecek hiçbir şeyim yok. Open Subtitles كما قلت الى الرجل الآخر الذي جاء للحديث معي لن اقول شيء لقومك
    Ama aslında endüstri öncesi dönemde de yaşanmış ilginç olan başka bir şey daha var. TED ولكن الشيء المثير للاهتمام هو الشيء الآخر الذي حدث في العالم ما قبل الصناعي.
    başka bir şey daha var o da moda tasarımcılarının bu taklit kültüründe ayakta kalabilmek için kendilerini taklit edebilmeyi öğrenmiş olmaları. TED الآن الشيء الآخر الذي قام بعمله مصمموا الأزياء للبقاء في هذه الثقافة للنسخ والتقليد هي أنهم تعلموا كيفية تقليد أنفسهم.
    başka bir adam da Almanlara casuslarını Kahire'ye sokmanın yolunu göstermiş. Open Subtitles الرجل الآخر الذي سهل للألمان ... ... طريقة ليضعوا جواسيسهم بالقاهرة
    Israr edeceğim başka bir nokta da, eğer bir müşteri ile sözleşmişsem bu sözümü tutacağıma dair belli ölçüde güvence vermeniz. Open Subtitles الشيء الآخر الذي سوف أصر عليه نوع من التأمين ذلك عندما آخد موعد مع زبون أنا في موقع للحفاظ على هذا الموعد
    Çıkış yarası olmamasının başka bir sebebi olabilir. Open Subtitles وأفكر في السبب الآخر الذي من الممكن أن يمنع وجود جروح خارجية
    Fakat gerçekten önemli diğer bir farklılık ise büyük eşitlik ortamlarını nasıl sağladıkları. TED والامر المهم الآخر الذي يمكن قراءته وإستنباطه هو كيفية قيام تلك الدول بنشر المساواة فيما بين طبقاتها الإجتماعية
    Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğudur. TED الشيء الآخر الذي بدأنا ندركه هو أن العِرْق هو مؤشر ضعيف على التعددية.
    Laik sol, ateist, ortodoks ve dindarların tümünün anlamadığı diğer bir şey de, neden dini aktivizmin umursanması gerektiği? TED الشيئ الآخر الذي لم يفهمه اليسار العلماني والملحدون والأرثوذوكس واليمين المتدين، هو لماذا نهتم أصلًا بالنشاط الديني؟
    Sonra diğeri, sana saldıran. Open Subtitles ثم الآخر الذي هاجمك
    Yoksa diğeri mi? Open Subtitles أو الشيء الآخر الذي قلته ؟
    En çok duyduğum şeylerden bir diğeri de Cezayir'den Zimbabwe'ye kadar herkesle görüşmem. Open Subtitles الشئ الآخر الذي أسمعه كثيراً أنني أتعامل مع الجميع (حيث أعمل من (الجزائر) حتى (زيمبابوي
    Okumaktan Başka ne vardı? Open Subtitles ما الشئ الآخر الذي تفعله هناك غير القرأة
    Başka ne sonuç çıkarabilirim? Open Subtitles إذاً فما هو الاستنتاج الآخر الذي يمكنني تصوره؟
    Başka ne hakkında konuşabilirdik ki? Open Subtitles يا إلهي. ما الشيء الآخر الذي نستطيع الكلام عنه؟
    Olan ikinci şey ise bir günü Camden, New Jersey polis merkezinde geçirmemdi. TED الأمر الآخر الذي حصل هو أنني قضيت اليوم في مركز الشرطة في كامدِن في نيوجرسي.
    Buraya daha önce gelen diğer adama da söyledim... Open Subtitles حسناً، مثلما كنتُ أخبر الرجل الآخر الذي كان هنا بوقتٍ سابق، أنا...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus