Dinle, McCarthy, eğer buradan gitmezseniz Ahlak polisini çağıracağım. | Open Subtitles | إسمعني يا مكارثي، إن لم تخرج من هنا سوف أتصل بشرطة الآداب. |
- Bak, John geçen sefer, annen Ahlak Zabıtası çağırtıp kulübüme soruşturma açtırdı. Annem iyi kadındır. | Open Subtitles | آخر مرة استدعت والدتك شرطة الآداب لتفتش مكاني |
Pekâla, kara çocuk! Seni biraz terbiye edelim bakalım! | Open Subtitles | أيها الولد الأسود جئنا لنعلمك بعض الآداب |
O zamanlar gençtim, olgunlaşmamıştım bilirsin işte, daha önce hiç önümde bir baba figürü olmadığından ötürü büyüklerime saygı göstermeyi, terbiye ve adap kurallarını hatta basit bir iyiliği bile bilmiyordum. | Open Subtitles | ولم تتم تربيتي من والدي لذلك لا أعرف شيئاً عن إحترام الشيوخ و الآداب وحتى العطف بشكل بسيط, ياصاحبي |
Belki de ben sesin görgü kuralları hakkında kulağı duyan ortalama bir insandan daha fazla düşünüyor olabilirim. | TED | ربما أهتم بهذه الآداب أكثر مما يفعل الشخص السليم. |
görgü senin güçlü olduğun bir nokta değil. | Open Subtitles | حسنًا، دعنا نقول أن هذه الآداب ليست من طبيعتك |
Sanat, edebiyat ya da tarih araştırmak istersin Brezilya'daki insanların nasıl yaşadığı falan. | Open Subtitles | تريد أن تدرس شئ عن الفنون و الآداب و التاريخ كيف يعيش الناس فى البرازيل |
O kadar uzun zamandır insan içine çıkmıyordum ki, ...sosyal nezaket kurallarını tamamen unutmuşum. | Open Subtitles | أنصت إليّ، كنت بعيدة عن المجتمع لفترة طويلة، نسيت تماماً الآداب الاجتماعية. |
Hayır, şef onların Ahlak zabıtasına devredilmelerini istiyor. | Open Subtitles | لا، الحاجات الرئيسية تحول إلى شرطة الآداب |
Daha sonra Ahlak zabıtaları ailelerine haber verir gelip onları alsınlar diye | Open Subtitles | لاحقا، شرطة الآداب ستتصل . بعوائلهم ليأتوا ليأخذوهم |
Bak hepimiz etkileyici, sıcak cana yakın ve futbol fanatikleriyiz... ve Ahlak zabıtasındaki beyefendiler tarafından yemeğe davet edilmiş bulunmaktayız. | Open Subtitles | كلنا يتمنى، دفئ الترحيب ومشاهدة كرة القدم لكننا مدعون على العشاء من قبل السادة المحترمين شرطة الآداب |
Bu işkere erkenden Ahlak zabıtasında başlarsan ailen de duruma alışmış olur. | Open Subtitles | ، يبدأون مبكرا في شرطة الآداب لذا فإن أهلك سيتعودون عليها |
Narkotiktekilerin olaya mıntıkasal olarak baktığını ve ve Ahlak masasından birinin onların işini yapmasını istemediklerini bu yüzden de iki işi birden yaptığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنهم في المكافحة متعصبين للمنطقة ولا يريد أن يمسك برقبته شخص من الآداب |
Annen ve baban sana terbiye vermek için yanında değillerdi. | Open Subtitles | أمُكِ وأباكِ، ليسوا في الأنحاء لتعليمَكِ، بعض الآداب |
Eğer onları dışarı çıkarıp terbiye etseydim o anda kötü adam ben olurdum işte. | Open Subtitles | وإن اخذتهم إلى الخارج لأعلمهم بعض الآداب فجأة, اصبحت الشرير |
Belki de köpeğine biraz terbiye öğretsen iyi olur. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، ربما عليك تعليم الكلب بعض الآداب |
görgü konusunda biraz eksik ama diğer konularda iyidir. | Open Subtitles | لحسن الحظ , ما تفتقره من الآداب فهي تعوض عنه في الفروع الأخري |
görgü, Fransızca, eskrim danslar, ingiliz tarihi. | Open Subtitles | الآداب والفرنسية, والمبارزة, الرقصات, وتاريخ إنجلترا. |
Ve biliyor ki, güvenlerini kazanmanın anahtarı görgü kurallarını benimsemek. | Open Subtitles | وتعلم أن مفتاح الفوز بثقتهم هو تبنّي الآداب المناسبة |
İyi, Sanırım dört yıllık bir edebiyat programı... | Open Subtitles | أعتقد أن برنامج مكثف للحصول على شهادة بكالوريوس الآداب في 4 سنوات |
edebiyat dersi alıyorum da. İlk bölümü yarına kadar bitirmem gerek. | Open Subtitles | علي انهاؤها غدا من اجل فصل الآداب |
Başka insanlara nezaket dersi vermeye de kalkışmayız. | Open Subtitles | لا يجب أن نعلّم الآخرين الآداب |