Bir yılım altı yıla dönüştü, binlerce hikayeye, yüzlerce uzun mülakata, konuşma gruplarına. | TED | عامي الأول تحول إلى ستة أعوام، الآف من القصص، مئات من المقابلات، مجموعات نقاش. |
binlerce satır kod olmalı, samanlıkta iğne aramak gibi. | Open Subtitles | قد تكون بين الآف من السطور البرمجية إنها مثل البحث عن إبرة في كومة قش |
Suyun binlerce metre altındaki bir balina olduğunu hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل بإمكانك تصور نفسك حوت؟ الآف من الاقدام تحت الماء؟ |
8 yıl içince on binlerce insan öldü. Sonuç olarak tek bir karış toprak el değiştirmedi, Irak da iflasın eşiğine geldi. | Open Subtitles | بعد ثمان سنوات, مات مئات الآف من الناس ولم تتطور البلاد وأصبحت على حافة الإفلاس |
Onu öldürmekten aranırken binlerce Pers askerinin bulunacağı cenazesine mi gideceksin? | Open Subtitles | أنت مطلوب بصفتك قاتل الملك، أنت ستسير في جنازته سويةً مع الآف من الجنود الفارسين. |
Problem şu, yarın akşamki büyük maç için buraya binlerce insan gelecek. | Open Subtitles | وهذه مشكلة ، لأنه سيأتي في ليلة الغد الآف من الناس لمشاهدة المباراة |
Ancak periler binlerce yıl yaşayabilse de insan eti içinde, yalnızca bir gün yaşayabilirler. | Open Subtitles | ولكن الجن يمكنهم أن يعيشوا لعدة الآف من السنين وفي الهيئة البشرية يمكنهم فقط العيش ليوم واحد |
Gemimin alı konulduğu her gün, binlerce şilin kaybediyorum. | Open Subtitles | كلّ يوم تحتجز بها سفينتي. إنّي أفقط الآف من الشلنات. الشلن: |
Lakin bunun sonucunda belki de yüzlerce, binlerce kişinin canını kurtardık. | Open Subtitles | ولكن مئات، ربما الآف من الحيوات الآخرى أُنقذت نتيجة ذلك |
Ve bu inanılmaz email'i aldık: "Sitenizdeki binlerce fotoğrafı incelerken şans eseri oğlumun fotoğrafını buldum. | TED | ووصلتنا هذه الرسالة المدهشة الذي تقول: "عند مشاهدة الآف من هذه الصور في هذا الموقع، وجدت صدفةً صورةً لإبني. |
Günümüzdeki seçmenlerle ilgilenirken kullandıkları yöntemi değiştirmek için anında kullanabilecekleri araç ve yetenekleri geliştirmek amacıyla ülke çapında binlerce yerel seçim memuruyla çalışıyorum. | TED | فأنا أعمل مع الآف من مسؤولي الانتخابات المحلية في جميع أنحاء البلاد لإنشاء أدوات ومهارات بإمكانهم استعمالها في الحال لتغيير الطريقة التي يشارك بها ناخبي اليوم. |
Ortada binlerce mirkop var. | TED | هناك الآف من الميكروبات قابعة هناك |
CA: Yani eğer binlerce ABD elçiliğinin diplomatik kablo yayınını ele geçirmiş olsaydın... | TED | كريس : أقصد , لو أنكم بالفعل إستلمتم الآف من برقيات السفارات الأمريكية ... |
Ben binlerce kod içeren satırlara girip... ve, şey... | Open Subtitles | ...لذلك انا اقوم بالمرور على الآف من هذه الرموز و... |
Eğer o kanın içine zehirli birşey koyabilirseniz, binlerce strigoiyi öldürebilirsiniz ve onlar buna neyin sebep olduğunu amlayamazlar bile. | Open Subtitles | إذما وضعنا شيئاً ساماً في تلك الدماء لكان بإستطاعتكم قتل الآف من "الستريغوي" ولن يعلموا ما لحق بهم. |
- İşte sana sebep. binlerce karı koca parasını birbirine bırakır. | Open Subtitles | " هذا هو السبب يا " توني - ... لكن الآف من الأزواج والزوجات - |
binlerce kadın onlara bile sahip değil. | Open Subtitles | الآف من السيدات لايملكن هذا. |
Güney Afrika Başkanı, olağanüstü hal bahanesini kullanarak direnişçilerin yükselen mücadelesini baskıcı rejimiyle ortadan kaldırmak için her geçen gün binlerce askeri birliği köylere sevk ediyor. | Open Subtitles | كل يوم رئيس ..... "جنوب أفريقيا" تحت عباءة بلاده ... الطارئه تنتشر الآف من القوات .... |
Özgür şehirlerde binlerce gemi var. | Open Subtitles | {\pos(192,225)} هُناك الآف من السُفن فى المدن الحُرة. |
İnanmıyorum Alfred. Onca öleni düşün. binlerce insan öldü. | Open Subtitles | (ياإلهي, أنظر كم عدد الموتى يا (ألفريد .الآف من الناس الأبرياء |