İnsan operatörlerin yeteri kadar çabuk davranamayacakları noktalarda dijital Güvenlik sistemlerine ihtiyacımız var. | TED | نحن عادة نحتاج انظمة الآمان الإلكترونية لكي تتصرف أسرع من الانسان لمواكبة للأخطار |
Ve bu da, Güvenlik teknolojisinin kendisinin bir tehlike kaynağı olabileceğiydi. | TED | وهو معضلة تكنولوجيات الآمان ذاتها .. عندما غدت هي مصدر للخطر |
Biz yolculuğunuzun güvenli ve rahat geçmesi için varız. | Open Subtitles | نحن هنا لجعل رحلتكم مريحة نتمنى لكم الآمان ورحلة سعيدة |
Onlarla çok fazla vakit geçirmek güvenli değil. | Open Subtitles | ليس من الآمان قضاء وقت أكثر من اللازم مَع أحدهمِ |
Üzgün olmaktansa güvende olmak iyidir. | Open Subtitles | الآمان أفضل من الآسف هذا ما أقوله دائماً |
Ama sonra Rupert'ın burada olduğunu hatırladım ve kendimi çok daha güvende hissettim. | Open Subtitles | وبعدها تذكرت أنّ روبرت هنا وعندها شعرت بالكثير من الآمان |
Lütfen, sadece yerinizde kalın ve Emniyet kemerlerinizin takılı olduğundan emin olun. | Open Subtitles | من فضلك ، إبق جالساً بمقعدك وقم بتأكد من ربط أحزمة الآمان |
Ve operatörleriniz ya da Güvenlik sisteminiz bunu anlayamayabilir. | TED | والمشكلة ان لا مراقب المعمل ولا نظام الآمان سوف يلحظ هذا .. |
Bay Carr Sağlık ve Güvenlik kanununun 11351 ve 11352 no'lu maddelerince yasadışı olarak kokain bulundurmak ve dağıtımını yapmakla suçlanıyor. | Open Subtitles | السيد كار متهم بحيازة كوكائين بهدف الاتجار كما تبين من قسم 11351 و11352 من قانون كالفورنيا للصحه و الآمان |
Güvenlik plânını bitirdiğinde bana yollarsın. | Open Subtitles | يجب أن تنهي مشروع حلول مشكلة نظام الآمان وأن تجلبه لي في أقرب وقت ممكن |
Biliyor musun, Güvenlik devriyesi çok eğlenceli olacak. | Open Subtitles | أتعرف ماذا , دورية الآمان ستكون مرحة جداً |
İhtiyacınız olan Güvenlik kodları ve kapı şifreleri. | Open Subtitles | رمز الآمان ورمز البوابة الذي ستحتاج إليه |
Bu yüzden dijital Güvenlik sistemlerine ihtiyacımız var. | TED | لهذا نحتاج أنظمة الآمان الإلكترونية |
Herne olursa olsun, çevresinden dolaşmak daha güvenli. | Open Subtitles | في كلّ الحالات، سيكون من الآمان لو تحاشيناها أنت على حقّ. |
Hayatta kalanlara liderlik edip güvenli bir yere götürmek için elimden geleni yaptım. Fakat acımasızca peşimizden geliyorlardı. | Open Subtitles | حاولت بكل جهدي ان أقود الناجون الذي استطعت ان اجدهم الى الآمان ولكنهم لاحقونا بلا هوادة |
Onu bulacağız. Sen başkanı güvenli bir yere götür, tamam mı? | Open Subtitles | سنعثر عليها, لكن عليك إيصال الرئيس إلى برّ الآمان, أتفقنا؟ |
Bu arada nasihatine uydum. Ellerim boşta. Acayip güvenli. | Open Subtitles | ولقد فعلتُ بنصيحتكَ، أنا خالية اليدين الآمان الأفضل، سيري على خطٍّ واحدٍ أمّاه، أنا أمكيجُ عينايّ. |
Yarınki partiyi es geçsem daha güvende olurum. | Open Subtitles | من الافضل ألا اذهب الحلفة غدًا من باب الآمان فقط |
Buraları sen güvende tutmalısın. Ben dönünceye kadar. | Open Subtitles | سيتوجب عليكِ الحفاظ على الآمان هُنا حتى أعود. |
Güven bizi yok ediyor. Kendilerini güvende hissetmiyorlar. | Open Subtitles | الأمان يقتلنا بالداخل، إنهم لا يحبون الآمان |
Bir dahaki sefere Emniyet kemerleri konusunda uyar! | Open Subtitles | المرة القادمة, حذرينا لنلبس أحزمة الآمان! |
Emniyeti başından beri açıktı. | Open Subtitles | حسناً، مفتاح الآمان كان يعمل طوال الوقت |
Ben güvenliyim, diğer herkes tehlikeli. | Open Subtitles | ...أنا الآمان الآخرين، خطرين للغاية |