Tanrın, ihtiyaç duyduğun anda nerede bakalım? | Open Subtitles | أين الإله الذى تعبده الآن فى هذه الساعة من إحتياجك إليه ؟ |
Gece vardiyasında, fabrikada Şu anda. | Open Subtitles | إنه عامل فى مصنع إنه الآن فى المصنع لديه وردية ليل |
Şu anda, İmparator Zurg galaksinin bilinmeyen bir bölgesinde gizlice tüm evreni yok edecek bir silah inşa ediyor! | Open Subtitles | الآن فى حافة الكون الامبراطور زارج عنده مبنى سرى به سلاح له القدرة على تدمير الكون كله |
şimdi ayağa kalk Şu hortumu al ve söylediğim zaman yolu sula. | Open Subtitles | قف، الآن فى التو.ّ التقط هذا الخرطوم وحينما أناديك قُم برش الشارع. |
O mu burada, şimdi, benim ülkemde, gözdağı veriyor? Bu benim ilgilendirir işte. | Open Subtitles | أليس هو الشخص هنا الآن فى بلادى يقوم بتهديدات إذن فهذا هو عملى |
Şu anda, İmparator Zurg galaksinin bilinmeyen bir bölgesinde gizlice tüm evreni yok edecek bir silah inşa ediyor! | Open Subtitles | الآن فى حافة الكون الامبراطور زارج عنده مبنى سرى به سلاح له القدرة على تدمير الكون كله |
Aynı şekilde, kendi korkularınızla yüzleşmeniz gerek, sonsuz mücadeleye girdiğiniz Şu anda olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | وبالمثل يجب أنت أيضاً أن تواجه كل مخاوفك كما تدخلت الآن فى فض النزاع |
Şu anda bir yerlerde, küçük bir Amerikan kasabasında onun büyükannesi mutfağında. | Open Subtitles | فى مكان ما الآن, فى بعض المدن الأمريكية الصغيرة تقف جدته فى مطبخها |
- Ne var ki, birbirimize asla bundan daha fazlası olamayacağız. Tam Şu anda olduğumuzdan. | Open Subtitles | إلا أننا لن نكون لبعضنا البعض مما سنكون عليه الآن فى الوقت الحالى. |
Şu anda Drakula'nın evinde olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك الآن فى منزل دراكولا |
Araç Şu anda 240 ton ağırlığında. | Open Subtitles | العربة الآن فى وزنها الكامل 240 طن |
Şu anda kurak mevsimde olduğu için sadece kıvrılmış bir dal ve birkaç kurumuş yaprak durumunda ancak yerin altında bir hazine var. | Open Subtitles | نحن الآن فى موسم الجاف ولا شيىء هنا أكثر من جذر مجعّد وبضعة أوراق ذابلة لكن تحت الأرض هنا ... يوجد كنز |
şimdi ya hapistedir ya da çoktan asılmıştır. | Open Subtitles | لا بد أنه الآن فى السجن . أو شُنق أو شئ ما مثل ذلك |
Sana dostça bir tavsiyede bulunmama izin verirsen, bunu şimdi özel olarak yap, daha haysiyetli bir biçimde. | Open Subtitles | إذا سمحتى لى أن أسدى لك نصيحة ودية ، افعلى ذلك الآن فى خصوصية إنه أكثر كرامة |
şimdi Old Globe'da eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون ذلك مشابها لما يجرى الآن فى الكون |
şimdi, şimdiki zamanda, O başkanlık seçimleri için önde giden bir aday, 1944 seçimlerinde muhtemelen Demokratların adayı olacak. | Open Subtitles | الآن فى الوقت الحاضر , هو المرشح الحالى لمنصب نائب رئيس الجمهورية للحزب الديمقراطى سنة 1944 |
Ve şimdi benim kim olduğumu bilenlerin elinde. | Open Subtitles | و هم الآن فى أيدى شخص يعرف بالضبط من أنا |
20 dolarına bahse girerim ki, şimdi arabasının içinde oturmuş ne yapsam diye düşünüyordur. | Open Subtitles | أراهن بعشرين دولارا بأنه يجلس الآن فى سيارته لا يعرف إذا كان عليه أن يخرج أو لا |
Kopeikin denen Şu adam, Şu an otelde onun yanında. | Open Subtitles | هذا الرجل, كوباكن, انه معها الآن فى الفندق |
Böyle bir gücüm olsaydı, emin olun Şu anki durumumda olmazdım. | Open Subtitles | إذا كنت أملك هذه القدرة لما كنت الآن فى هذا المكان ، صدقنى |