Şimdi konu yanlış ya da doğru değil şimdi konu onun prestiji! | Open Subtitles | الآن ليس الأمر له علاقة بالصواب والخطأ الأمر له علاقة بالهيبة |
Noktası zamanı değil şimdi. | Open Subtitles | . الفكرة هي أن الآن ليس الوقت المناسب |
Şimdi, henüz ihtiyacım olana ulaşamadım ama oldukça yakın. | Open Subtitles | الآن ليس لدي حقاً ما أحتاجه بعد ـ ـ لكنه قريب جداً |
Bu yüzden artık problem kimin hava dalgalarına erişimi olduğu değildir; | Open Subtitles | لذا، فما نراه الآن ليس مسألة من له نفاذ إلى الطيّف |
Hastanemde çekim yapmak için iyi bir zaman değil şu an. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المثالي لك لتكون في مشفاي |
Sadece, bunca şey varken şu an doğru zaman değil. | Open Subtitles | إنما الآن ليس وقتًا مناسبًا في ظلّ كل ما يجري. |
Ama şu anda bundan bahsedemem. Aramızda bir hain varken olmaz. | Open Subtitles | ولكن لا استطيع إخباركم عن هذا الآن ليس ونحن بيننا خائن |
şu an pek olmaz aslında. | Open Subtitles | تعلمين ماذا؟ الآن ليس حقاً الوقت المناسب |
Bu sirki yöneten sözde ortağınız.... şimdi hiç bir yerde bulunamıyor. | Open Subtitles | شريكك. مدعو شريكك... الذي ركض هذا السيرك، الآن ليس في أي مكان لكي يوجد. |
Saklanacak yer kalmadı artık | Open Subtitles | لكن الآن ليس هناك أي مكان للإختِفاء |
İş konuşmanın zamanı değil şimdi. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب لمناقشة الأعمال. |
Sırası değil, şimdi olmaz. | Open Subtitles | ليس الآن, ليس الآن |
Tabi ki ama henüz bir şey yok. | Open Subtitles | نعم، إننا نفحص الأمر الآن. ليس من شيء الآن |
Rakiplerinden bazıları yarışmaya henüz hak kazanmışken, o, zafer kaygısı taşımadan takım, elbise diktiriyordu. | Open Subtitles | بعض من منافسيه لمْ يتأهلوا حتى الآن حتى الآن ليس لديه هاجس حول حصوله على بذلة مطرزة من أجل فوزه |
Sırf ne işe yaradığını öğrenmek için, üzerinde kurukafa sembolü bulunan kolu çekmek de akıllıca değildir, fakat şu an pişmanlık zamanı değil çünkü, bu mutant zombilerden hızlı bir şekilde kaçmanız gerekiyor. | TED | سحب ذلك المقبض ذي رمز الجمجمة لمُجرَّد رؤية ما سيفعله لم يكن من المرجّح تصرُّفًا ذكيًّا جدّاً كذلك لكنّ الآن ليس وقت الندم لأنّه عليك أن تذهب بعيداً عن هؤلاء الزمبي المتحوّلين بسرعة |
Şimdi büyük hacimli kitlesel... ...üretim ile tersine bir hareketin ortaya... ...ıkması ve bunun burada Kaliforniya'da... olması şaşırtıcı değildir. | TED | الآن ليس من المُستغرب أنّه مع هذا التّوسّع في الإنتاج على نطاق واسع، ظهرت حركة مناهضة-- خاصّة هنا في كاليفورنيا. |
Çok iyi bir zaman değil şu an. | Open Subtitles | الآن ليس حقا وقت رائع. |
Raymond, kovboy fantezilerini besleme zamanı değil şu an. | Open Subtitles | (رايموند)، الآن ليس وقت إشباع رغباتك حول رعاة البقر |
Onun yanına gitmek için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب كي أذهب اليه، لأني |
Şu an vicdanınla bir gece geçirebileceğin bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب ليكون لها ليلة واحدة تقف مع ضميرك. |
Kuzey Koreliler şu anda kendileri için konuşamıyor. | TED | والمواطنون الكوريون الآن ليس بوسعهم الحديث عن أنفسهم. |
şu an pek de uygun değil dürüst olmak gerekirse dostum. | Open Subtitles | , الآن , ليس وقتاً مناسباً , يا عزيزي . لآكون صادقاً |
şimdi hiç zamanı değil. Misafirim var. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب لديّ صحبة |
Saklanacak yer kalmadı artık | Open Subtitles | لكن الآن ليس هناك أي مكان للإختِفاء |