Yani ülke çapında yayınlanan bir bulmaca uzmanı, sizden çalıyordu. | Open Subtitles | إذاً كان سيد الأحاجي المنتشرة وطنياً يسرق أحاجي منك؟ |
Harika. Belki gazete hapishaneden bulmaca göndermene izin verir. | Open Subtitles | هذا رائع، ربما ستدعكِ الصحيفة ترسلين الأحاجي من السجن. |
Çapraz bulmaca çözerken Tanrı'nın sesini duyuyor. | Open Subtitles | إنه يسمع صوت الله من خلال الأحاجي |
Peki farklı yapboz parçası setini resmi yeniden oluşturmak için kullandığımızda fakat aynı veriyi aldığımızda ne olur? | TED | إذا ما الذي يحدث عندما نستخدم ذات البيانات ولكن نستخدم أجزاءً مختلفة من الأحاجي لإعادة بناء الصورة؟ |
Sen onların insanlığını överken ben küçük bulmacaları çözüp onları kurtarmayı tercih ederim. | Open Subtitles | بينما تمدحين في إنسانيتهم، سأقوم بحلّ تلك الأحاجي الصغيرة وأنقذ حياتهم |
Sessiz sinema oynamak istiyorum. Bu kadar büyütülecek ne var? | Open Subtitles | أريد لعبة الأحاجي ما هو الشيئ العظيم بشأن هذا ؟ |
Senin rahatsız edici ziyaretlerine maruz kalmadan yeterince çözecek bulmaca buluyorum. | Open Subtitles | فلديّ ما يكفي من الأحاجي لأحلّها دون الحاجة لزياراتكِ المتهكّمة... |
İşimin gün boyu bana bulmaca çözmeyi, gerektireceğini düşünmüştüm ama böyle olmadı. | Open Subtitles | تمنيتُ لو أنّ عملي يسمح لي بحلّ الأحاجي طوال اليوم لكن... لم تنجح الأمور هكذا |
İşin püf noktası eleme metodunu kullanmak ve birçok kere deneyip yanılmakla doğru parçalara odaklanmayı öğrenmek. Ne kadar bulmaca çözersen, yeterli bilgi olduğunda, çıkarım yapma içgüdün o kadar gelişmiş olacak. | TED | جزء من الخدعة أن تستخدم عملية الاستبعاد والكثير من التجربة والخطأ للحصول على النتيجة الصحيحة وكلما حللت المزيد من الأحاجي المنطقية، سيصبح حدسك أفضل لمعرفة أين ومتى تكون هناك معلومات كافية لتتوصل إلى استنتاج ما. |
Ona bulmaca ve sayı oyunları verecekler Rachel de öylece durup parçaları yiyecek. | Open Subtitles | سيقدمون لها ألعاب الأحاجي والإحصاء و(رايتشل) ستجلس فقط وتأكل القطع سحقاً! |
bulmaca kutusu için buradasın. - Bay Nielsen. | Open Subtitles | {\pos(192,215)} أنت هنا من أجل صندوق الأحاجي يا سيد (نيلسن). |
Neyse ki ben bulmaca severim. | Open Subtitles | و أنا أحب الأحاجي |
- bulmaca severim ben. | Open Subtitles | -أني أحب الأحاجي |
Hepsi aynı şekle sahip milyonlarca yapboz parçası gibi çalışıyorlar. | Open Subtitles | يبدو كمُحاولتك أن تجمع معاً الملايين من قطع الأحاجي التي لها نفس الشكل |
Ama aklı hala yerinde. yapboz falan yapabiliyor. | Open Subtitles | و لكنها مصابة بالوسواس فهي تحل الأحاجي و هذا الهراء. |
60 yaş altı kategorisinde bölgesel yapboz şampiyonuydum. O tuhaf hapşırık. | Open Subtitles | كنت بطل مسابقة الأحاجي المحلية في فئة تحت الـ60. إنها عطسة غريبة. |
Aslında tüm bulmacaları severdi. Çözülmeyen bir problem kaldıysa geceleri uyuyamazdı. | Open Subtitles | كان يحب الأحاجي كلها، كان يعجز عن النوم إن كان هناك مشكلة عالقة |
Bana verdikleri bulmacaları bu şekilde çözüyorum. | Open Subtitles | هكذا أحل الأحاجي التي يعطونها لي |
Çapraz bulmacaları çözmekten başka yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأحاجي لحلها |
Demek sessiz sinema oynamak istiyorsun, tamam. | Open Subtitles | .آه, أنتي تريدين أن نلعب لعبة الأحاجي الآن .حسناً |
Tamam, evde oturup, monopoly oynayalım o zaman. Çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | حسناً إذن، لنبقى في المنزل ونلعب الأحاجي مجدداً، كان ذلك ممتعاً |
İzleyin, gizemler mağarasına giden yolu. | Open Subtitles | اسلكا الطريق المؤدي الى غار الأحاجي المحظورة |