Kulüpten sonra otelde parti var. Bu ikisi bizimle gelmeye hazır. | Open Subtitles | بعد الأحتفال علينا العودة للفندق لان هذان الخنزيران عليهما الذهاب |
Ayrıca, kafama parti şapkası taktılar. Otoritem tehlike altındaydı. | Open Subtitles | بالإضافه إلى ذلك،ألبسوني قبعة الأحتفال مسؤليتي قلصت |
Seni zorlamak ya da ortamı mahvetmeye niyetim yok. şimdi kutlama yapıyoruz ama bir zaman sonra kazman gerekecek. | Open Subtitles | لا أريد ان اضغط عليك أو ان اٌفسد اجواء الأحتفال تلك ولكن في مرحلة ما، سيكون عليك القيام بذلك |
5 ay önce buraya ulusal zaferimizi kutlamak için toplandık | Open Subtitles | قبل خمسة شهور، تجمعنا هنا من أجل الأحتفال بالنصر الوطني. |
- Keşke Şenliğe gidebilsem. - Keşke ineğim bize biraz süt hatta peynir verse. | Open Subtitles | ـ أتمنى الذهاب إلى الأحتفال ـ بقرتي تعطينا الحليب أو حتى الجبنة |
İsmini veriyim de illegal parti yapmaktan tutuklayın, öyle mi? | Open Subtitles | و لما ذلك كي تذهب وتعتقِلهُ بتهمة الأحتفال غير القانوني ؟ |
Emdiği sütten sarhoş olduğu bu fotoğrafta da görüldüğü gibi ailesinin parti geleneğini devam ettiriyor. | Open Subtitles | وتابع عاداتهم في الأحتفال مثلنا ترون في الصورة خلال صحوته من شربه لحليب أمه |
Biliyorum ki bu "rock star gibi parti yapma" olayı çok eğlenceli gibi görünüyor. Fakat eninde sonunda boka batıyorsun. Biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | الأحتفال كنجوم الروك يبدو رائعاً, إلى أن ينقلب ذلك ضدك |
Hayır! parti veren ezik annemle yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا، لا اريد العيش مع أمي الفاشلة التي تحب الأحتفال |
Bu akşam kutlama yapmak istediğine henüz emin değil. | Open Subtitles | لم تكن متأكدة أنها تريد الأحتفال هذه الليلة |
Askerler için, Amerika için, kendimiz için bir kutlama. | Open Subtitles | نعم لكُلّ خدمتكَ. شيء للأحتفال بالجنود , الأحتفال بأمريكا |
Bugün iyi iş çıkardın, ama kutlama buraya kadar. | Open Subtitles | إنـّه لنصرٌ عظيمٌ اللـّيلة، لكن الأحتفال قدّ أنتهي. |
Evet, müşteri o kadar mutlu oldu ki, kutlamak için yemeğe çıkaracak beni. | Open Subtitles | أجل، العميلة متحمسة جداً، لدرجة انها تريد أن تأخذني للعشاء من أجل الأحتفال |
Büyükannen nişanını kutlamak için birini davet etmiş. | Open Subtitles | مولان يبدو أن جدتك قد دعت بعضهم . كى يساعدونا على الأحتفال بالخطوبة |
Ölümünün üçyüzüncü yıldönümünü kutlamak üzeresin.. | Open Subtitles | أنت على وشك الأحتفال بالذكرى الـ300 لموتك |
- Gerçekleştirmeye. - Ortadan kaldırmaya. - Şenliğe gitmeye. | Open Subtitles | ـ إلى الغابة لكي نلغي التعويذة ـ إلى الغابة لكي أذهب الأحتفال |
Ama kutlamaya katılmanızın, Roman ve Sophia için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكني أعِ انه من المهم لرومان وصوفيا مجيئكِ في الأحتفال |
Ne yazık ki, Şenlik günü öğleden sonra burada olacak, önemi yok, ona yine de iyi bir karşılama yapalım. | Open Subtitles | من المؤسف انه سيصل فى ظهيرة الأحتفال ولكن, لايهم, سنقوم بالترحاب به |
Ama Festival çocuklar için yapılıyor. | Open Subtitles | ولكن الأحتفال من اجل الأطفال |
Her neyse, anlaşmaya varıp buradan çıkarak kutlamayı mahvedecek olmam çok kötü bir şey. | Open Subtitles | على أي حال، انه من العار يجب علي تخريب الأحتفال عن طريق عقد صفقة والخروج من هنا |
Birazdan yukarı geleceğim, yeni yılı beraber kutlarız. | Open Subtitles | سأراكِ هناك خلال لحظات أساعدكِ على الأحتفال بالسنة الجديدة |
Ne kadar para kazandık? Oh, hayır, para kazandığınız için değil, paradan daha iyi bir şey kazandınız. Mükemmel bir yıldönümü kutlaması. | Open Subtitles | أوه، لم تكسبوا أيّة نقود بل أفضل من ذلك الأحتفال بالذكرى الذهبية |
Tanrı aşkına artık kutlayabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا الأن الأحتفال بحق المسيح ؟ |
Bunu kutlamalıyız. Ben şampanya alıp geliyorum. | Open Subtitles | يجب علينا الأحتفال الآن، سأذهب و أجلب الشراب |