Noel Babanın insandan çok bir duygu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كل ما قاله ان بابا نويل يشبه الأحساس يوجد فى عقول الناس أكثر من وجوده كشخص |
Bu duygu Ölümünün sorumlusuydu, Gia değil. | Open Subtitles | أن هذا الأحساس الذى أودى بحياته و ليس جينى |
Suçluluk ve işini kaybetmenin kararsızlığı gibi şeyleri hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع الشعور بالأشياء مثل الأحساس بالذنب والقلق حول فقدان الوظيفة |
Göremiyorum ama hissedebiliyorum. | Open Subtitles | لا أَستطيع رؤيته... لكني أَستطيع الأحساس به... |
Yanlış yerlere bakıyormuşum gibi bir his kapladı içimi. | Open Subtitles | كان لدى هذا الأحساس وكنت أبحث فى كل الأماكن |
Bana amacım varmış duygusunu verir ki şu an buna ihtiyacım var. | Open Subtitles | ذلك سوف يعطيني الأحساس بهدف يمكنني استخدامه |
Şu kadarını söyleyeyim ki, o yanma hissi son derece normal. | Open Subtitles | وأنا فقط أردت أن أقول أن الأحساس المحرق طبيعي كليا |
Üçüncü beyinsel sistem de bağlılık: Uzun süreli bir ilişkinin getirdiği huzur ve güvenlik duygusu. | TED | و النظام الثالث هو التعلق و هو الأحساس بالهدوء و السكينة التى تشعر بها مع شريكك بعد مرور فترة زمنية طويلة عليكما معا |
Bu duygu Ölümünün sorumlusuydu, Gia değil. | Open Subtitles | أن هذا الأحساس الذى أودى بحياته و ليس جينى |
Sevdiğin birini koruma da başarısız olmanın nasıl bir duygu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الأحساس عندما لا تستطيع حماية أحبائك |
Hissettiğin bu duygu tepe taklak olan midenden mi? | Open Subtitles | هل تعرف هذا الأحساس الذي تشعر بهِ بإضطراب معدتك؟ |
Ağlamakta bir duygu göstergesidir, tamam mı? | Open Subtitles | البكاء جزء من الأحساس .. حسنا؟ |
Hala burada olduklarını hissedebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني الأحساس بأنهم ما زالوا هنا |
Dokunduğumda parmaklarımı... ekranda hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع الأحساس بلمسة الأزرار بأصبعي |
Bu saygı hissi değil, bu hayret hissi değil, bu evrendeki hiç bir his değil, | Open Subtitles | هذا هو الأحساس بالرهبة هذا هو الأحساس بالدهشة ذلك هو الشعور بأي شيء مستحيل في الكون |
Bu aynı zamanda şu hissin tadını ilk kez aldığım zamandı gerçekten başka bir dünyaya geçtiğindeki o his var ya. | Open Subtitles | كما أنها المرّة الأولى حيث تذوّقت طعم ذلك الإحساس. الأحساس بالعبور إلى عالمٍ مختلف تماماً. |
Motosikletimi seviyorum, motosiklette olma duygusunu seviyorum. | Open Subtitles | أحب دراجتي أحب الأحساس عندما أكون فوق الدراجة |
O sadakât duygusunu bulamıyorum. Tamam. | Open Subtitles | لايمكننى الأحساس بالتودد |
Elbette bu bütün o görsel referanslar sayesinde --benim için--hepsinin içinde en uç noktadaki serbest düşme duygusu. | TED | أنها بالتأكيد ، لي ، هي الأحساس الأعظم بكون السقوط الحر مع كل المرئيات ذات العلاقة |