kötü haberlerden daha çok nefret ettiği tek şey ondan saklanan kötü haberlerdir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يكره أكثر من الأخبار السيئة هو إخفاء الأخبار السيئة عنه |
Çünkü kötü haberlerden daha çok nefret ettikleri bir şey varsa o da sürprizlerdir. | Open Subtitles | لأنّ الشيء الوحيد الذي يكرهونه أكثر من الأخبار السيئة هو أن تتمّ مُفاجأتهم. |
Çünkü kötü haberlerden daha çok nefret ettikleri bir şey varsa o da sürprizlerdir. | Open Subtitles | لأنّ الشيء الوحيد الذي يكرهونه أكثر من الأخبار السيئة هو أن تتمّ مُفاجأتهم. |
Bir başka kötü haber daha, gen sürücüler, hedef tür dediğimiz türlerle sınırlı kalmayabilir. | TED | حسنا، الجزء الآخر من الأخبار السيئة هو أن التغيير الجيني قد لا يبقى مقيد بما نطلق عليه الأنواع المستهدفة. |
kötü haber ise yanlışlıkla onlara ölümcül lazerlerle ateş etme kabiliyeti verdin ...ve bunu devre dışı bırakamazsın. | TED | الأخبار السيئة هو أنكَم عن طريق الخطأ أعطيتموهم القدرة على تصويب الليزر المميت ولا يمكنك إطفاؤه. |
kötü haber, sizi üçüncü sınıf güvenlik ihlalinde yakaladık. | Open Subtitles | الأخبار السيئة هو أنك مقبوضا عليك بسبب من أختراق أمني من الدرجة 3 |
kötü haber o pire torbasını özleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً الأخبار السيئة هو انني سأفتقد ذلك الكلب الغبي |
kötü haber ise, engellemek için hiç bir şey yapamıyoruz. | Open Subtitles | و الأخبار السيئة هو ليست لنّا وسيله لإحتوائه. |