Green Arrow yolda yanında Black Canary ve Spartan var. | Open Subtitles | اهلا وسهلا بكم. السهم الأخضر هو في طريقه، وكذلك الأسود الكناري والمتقشف. |
Ama Bay Green saat ikiye kadar ofiste olmayacak. | Open Subtitles | ولكن السيد الأخضر هو خارج المكتب حتى 02: 00، |
Ama Green Arrow bir numaralı halk düşmanı. | Open Subtitles | ومع ذلك فإن السهم الأخضر هو عدو الشعب رقم واحد |
Hadi yüzleşelim, Yeşil Ranger Rita'nın kozuydu. Onu oynadı ve kazandı. | Open Subtitles | لنواجه الأمر, المغامر الأخضر هو ورقة ريتا الرابحة وقد لعبتها وفازت |
Yeşil tozdaki aktif malzeme lektinin özel olarak değiştirilmesiyle elde edilmiş. | Open Subtitles | المكون النشط في المسّحوق الأخضر هو نوع خاص من البروتينات الكربوهيدراتية. |
- Elbette. Rachel Green odasında olmandan çok mutlu şu anda. | Open Subtitles | راشيل الأخضر هو سعيد جدا كنت في غرفتها. |
Ben sana çalışmıyorum. Ayrıca Green Arrow benden uzak durmadı. | Open Subtitles | لا أعمل لديك، و(السهم الأخضر) هو من وجدني. |
Sence Green Arrow'la takılan siyah maskeli, uzun boylu adamın Curtis olduğunu anlamamış mıyımdır? | Open Subtitles | -حقًا؟ أتخالينني لم أستنتج أن الرجل الطويل ذو القناع الأسود الذي يعمل مع (السهم الأخضر) هو (كورتيس)؟ |
Green Arrow belediye başkanı mı? | Open Subtitles | -السهم الأخضر) هو العمدة؟ ) |
Yeşil. Çevreye ve topluma duyarlı vasıtalarla üretim yapmaktır. | TED | الأخضر. هو ما يتم إنتاجه عن طريق وسائل ذات إدراك للبعد البيئي والإجتماعي. |
Yeşil çıkış, mavi güç, pembe giriş, turuncu da kablo demek. | TED | الأخضر هو المخرج والأزرق هو الطاقة والوردي هو المدخل والبرتقالي هو السلك. |
Artık Yeşil Adam yok. Hadi ama. Yeşil Adam sayesinde işler yürüyor. | Open Subtitles | بربك،الرجل الأخضر هو ماجعل هذا الشئ جيّد |