"الأدلة التي" - Traduction Arabe en Turc

    • kanıtlar
        
    • kanıtların
        
    • kanıtlara
        
    • kanıtları
        
    • kanıtı
        
    • kanıtlarla
        
    Bu teoriyi destekleyecek başka kanıtlar da var. TED وهناك المزيد من الأدلة التي تدعم هذه النظرية أيضا.
    Çünkü bir takım aykırı kanıtlar var. TED لأن هناك بعض الأدلة التي تتعارض مع ذلك.
    Bayan Julian'ın sözünü ettiği kanıtların orijinalliği teyit edilmemiştir. Open Subtitles الأدلة التي أشارت لها السيدة جولين لم توثق
    Ayrıca oradaysa ki orada olduğuna dair bütün kanıtların yok olmasınada neden oluruz. Open Subtitles وسنخاطر كذلك بتدمير كلّ الأدلة التي تشير أنه كان هناك
    Bulduğumuz tüm kanıtlara göre 4'üncü türden bir katili aradığınızı düşünüyoruz. Open Subtitles ولكن ما هو غائب عنه ايضا من كل الأدلة التي جمعناها
    Sanıyorum ki, eğer günümüzdeki kanıtları görebilseydi, bunu anlardı. TED أعتقد، اذا إستطاع النظر في الأدلة التي لدينا اليوم، كان سيفهمها.
    O zaman herkesin bulmak için çok çaba sarf ettiği... bunca kanıtı kaybedeceğiz. Open Subtitles ماذا ستفعل عندها؟ عندها ستخسر هذه الأدلة التي جاهد الجميع للحصول عليها
    Ve internetin bu çeşit bir düşünceyi destekleyen bu tipteki kanıtlarla dolu olduğu ortaya çıktı. TED وتبين أن الويب مليء بهذا النوع من الأدلة التي تدعم هذا النوع من التفكير.
    O zamandan bu yana kadınlar ve erkeklerin ne kadar farklı olduklarını gösteren çok kuvvetli kanıtlar ortaya çıktı. TED منذ ذلك الوقت، خرج للضوء كم هائل من الأدلة التي بينت لنا مدى اختلاف الرجال عن النساء في كل شيء.
    Elimizde olan tüm kanıtlar, karanlık maddenin orada olduğunu söylüyor ve gökleri dolduran o güzel sarmal galaksilerde olan bir sürü şeyi açıklıyor. TED كل الأدلة التي نملكها تثبت أن المادة المظلمة موجودة وذلك يتمثل في كثير من الأشياء في تلك المجرات اللولبية الجميلة التي تملؤ السماء.
    Babama karşı olan bütün kanıtlar orada. Open Subtitles هذه كل الأدلة التي ستحتاجها لتقبض على أبي
    Olay yerinden toplanan kanıtların arasında yoktu. Open Subtitles لم يكن ضمن الأدلة التي جُمعت في مسرح الجريمة.
    Ama toplanan kanıtların arasında şampanya şişesi yok. Open Subtitles ولكن ليس لدينا زجاجة الشمبانيا في أي من الأدلة التي تم جمعها.
    - Alec uzaylı örtbası ile ilgili elimizdeki tüm kanıtların çoğaltılmasını ve açıklanmadan korunmasını istedi. Open Subtitles - آليك يريد كل الأدلة التي لدينا - حول الفضائي المستنسخ وأبحاث قصص التغطية
    Senin için didinip, topladığım kanıtlara göz atmamda bir sakınca yoktur, değil mi? Open Subtitles لستم تمانعون في تحققي من الأدلة التي جمعتها وعملت عليها من أجلكم، صحيح؟
    Ama cinayet soruşturmamızda bütün kanıtlara... ve bilgilere erişim isteyeceksin, doğru mu? Open Subtitles لكنكَ ستريد جميع المعلومات و الأدلة التي كشفناها في مسرح الجريمة، صحيح؟
    Tüm kurbanları ve onlara ait kanıtları yeniden incelemeliyiz. Open Subtitles يجب علينا إعادة فحص كل ضحية,كل الأدلة التي تخص كل واحدة منهم بشكل فردي
    Kurbanın kiralık arabasında bulunan kanıtları inceledim. Open Subtitles لقد حللت الأدلة التي وجدتها في سيارة الضحية
    kanıtı getirmeniz için bir polis memuru size eşlik edecek. -Oldu mu? Open Subtitles سنرسل معك ضابطا ليحضر الأدلة التي بحوزتك
    Kocanız öldürüldüğü gece, sakladığı son birkaç kanıtı almak için ofisine gitmiş. Open Subtitles ليلة مقتل زوجكِ، عاد إلى مكتبه لأخذ القطع القليلة من الأدلة التي قد جمعها،
    Ellerindeki kanıtlarla mahkemede sonuç alamayacaklarını düşündüklerinden biletini kendileri kesmek istiyor. Open Subtitles لا يظنون أن الأدلة التي لديهم ستؤيدهم في المحكمة. لذا يريدون التخلّص منه.
    Jüri üyeleri onları ikinci dereceden cinayet sonucuna ulaştırabilecek kanıtlarla karşılaşmadılar. Open Subtitles هيئة المحلفين إستمعت إلى الأدلة التي يمكن أن تستنتج بشكلٍ معقول أن عناصر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus