Şimdi bazen açlara yiyecek, fakirlere giysi, hastalara ilaç. | Open Subtitles | أحيانا هذا يعني تقديم الطعام للجائعين، الملابس للفقراء، الأدوية للمرضى. |
hastalara ilaç getiren bir aziz o. | Open Subtitles | إنهُ مثل القدّيس الذي يجلبُ الأدوية للمرضى. |
Kanser ya da böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkları olan hastalara ilaç vermekte kullanılır. | Open Subtitles | و الذي يتم استخدامه لإدارة الأدوية للمرضى الذين لديهم أمراض مزمنة مثل السرطان أو الفشل الكلوي |
hastalara ilaç tedarik etmeliyiz. | TED | علينا إعطاء الأدوية للمرضى. |
hastalara ilaç götürüyoruz. Şuraya bak. | Open Subtitles | إنهم يأخذون الأدوية للمرضى |