| Tarak sizin değil demiştiniz. kulaklar sizinkiyle eşti, ve söylediğim gibi DNA eşleşiyordu. | Open Subtitles | وحتّى الآن فهاتان الأذنان متطابقتان مع إذنيكِ ومع الحمض النووي كما قُلت سابقًا. |
| Gözler, burun, kulaklar ve ağız insanımsı. | Open Subtitles | العينان، الأنف، الأذنان والفم جميعهم ذوات هيئة بشرية. |
| Gözler, burun, kulaklar ve ağız insanımsı. | Open Subtitles | العينان، الأنف، الأذنان والفم جميعهم ذوات هيئة بشرية. |
| İnanılmaz Kulakları olması bir kenara akıllı ve çekici. | Open Subtitles | بجانب الأذنان المذهلتان ، هي ذكية ومثيرة |
| Pastırma ve ufak kulaklara nazaran pançetalı orieketteyle daha iyi iş çıkartılır. | Open Subtitles | يمكنك أن تحصل على المزيد من المال بقولك "اوريوكيتي مع لحم الخنزير" بدلاً من قولك "معكرونة الأذنان و اللحم" |
| Ama kulaklar aynı boy ve bunlar aynı değil. | Open Subtitles | -ولكن الأذنان بنفس الحجم وهذه ليست كذلك |
| Gerçek mi o kulaklar? | Open Subtitles | أتلك الأذنان حقيقيتان؟ |
| Örneğin kulaklar. | Open Subtitles | الأذنان على سبيل المثال . |
| kulaklar mı? | Open Subtitles | الأذنان. |
| kulaklar dik. | Open Subtitles | الأذنان للأعلى |
| Kocaman Kulakları vardı ama kardeşim yırttı. | Open Subtitles | كان ذو الأذنان الكبيرتان، لكن شقيقتي مزّقته. |
| Büyük Kulakları vardı ama kardeşim yırttı. | Open Subtitles | كان ذو الأذنان الكبيرتان، لكن شقيقتي مزّقته. |
| Ne olmuş kulaklara? | Open Subtitles | ماذا عن الأذنان ؟ ؟ |