Aslında bir müzik markete gitmeyi düşünüyorum, Birkaç CD alayım diyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أنا أبحث عن متجر للموسيقى أريد شراء بعض الأسطوانات |
Düşünüyorumda belkide... CD koleksiyonlarımızı birleştirmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لدمج مجموعة الأسطوانات |
Afiş asma, başka afişleri sökme, CD dağıtma. Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | ملصقين حشريين يضعون الصور يمررون الأسطوانات |
Biz grupça Mary Ellen'in evine gidiyoruz. plak dinleyecegiz. | Open Subtitles | حفنة مننا سوف يذهبون لمارى إلين لنسمع بعض الأسطوانات |
plak şirketleri zencilere sağlık güvencesi sağlıyor. | Open Subtitles | أقول لك شركات الأسطوانات تقدم للسود المنافع التي يحتاجونها |
plakların radyoda yayınını sağlıyordu, değil mi? | Open Subtitles | يتأكد أن الأسطوانات أذيعت أليس كذلك ؟ |
O ihtiyar CD'lerin ne kadar güzel olduğunu duyacak plaklardan daha güzel olduğunu anlayacak ve bir daha bu konuyu açmayacak. | Open Subtitles | ذلك الرجل المسن... سوف يستمع كم هذه الأقراص رائعة و بأنها أفضل من الأسطوانات |
Alışveriş merkezinde CD çalarken yakalanıyorsun. | Open Subtitles | و يُقبض عليكِ و أنتِ تسرقين الأسطوانات في المركز التجاري |
CD den daha kaliteli diyeceksin. | Open Subtitles | ستقولين أنها أكثر جودة من الأسطوانات المدمجة |
Tabii, çok büyük bir CD kutusu gerekecek. | Open Subtitles | تعلم، سوف تحتاج لصندوق كبير يحفظ الأسطوانات |
CD çaların düğmesine basıp kapadık tamamen kusursuzdu. | Open Subtitles | أغلقنا مشغل الأسطوانات وكان غنائه متناسق بالكامل |
- Millet artık CD bile almıyor. | Open Subtitles | الزنوج لم يعودوا يشترون الأسطوانات بعد الآن، ياصاح. |
Bahçede boya yaparken ya da çalışırken CD çaldığın şey. | Open Subtitles | ذلك الشيء الذي تشغل عليه الأسطوانات عندما ترسم أو تعمل في الفناء |
Bir dükkana gidip CD satın almanız gerekirdi ama şu anda, müziği yani dijital müziği, direkt olarak telefonunuza indirebilirsiniz. | TED | كان يجب عليك الذهاب للمتجر وشراء الأسطوانات المدمجة، ولكن الآن يمكنك تنزيل الموسيقى -- موسيقى رقمية -- مباشرةً إلى هاتفك. |
Oh, benim. CD sipariş etmiştim. | Open Subtitles | إنها أنا، لقد طلبت بعض الأسطوانات |
Aslında son günlerde tek sattığım giysi ve CD. | Open Subtitles | -فى الحقيقة , الشىء الوحيد الذى بعتة بعض الملابس و الأسطوانات |
Aslında siz plak koleksiyonu yapıyordunuz. | Open Subtitles | في الواقع لقد خدمت نفسك في تشكيلة الأسطوانات الموسيقية |
Sadece oğlu plak işleri yapan iyi bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لا, لا حقاً انا فقط لدي صديق ابنه يعمل بتسجيل الأسطوانات |
Güvendesin. plak dükkânına girdi. | Open Subtitles | الطريق آمن الآن، لقد دخل إلى متجر بيع الأسطوانات. |
- Eski plakların arasındaydı. | Open Subtitles | - أنها هناك مع الأسطوانات القديمه |
plaklardan haberim var. | Open Subtitles | أعرف بأمر الأسطوانات. أسطوانات؟ |
Pek çok deneyden sonra, bu silindirler sonunda buna dönüştüler. | TED | من خلال الكثير من التجريب، هذه الأسطوانات تطورت في نهاية المطاف إلى هذا. |