"الأسعار" - Traduction Arabe en Turc

• fiyatı
• Price
• fiyatlara
• fiyatlarla
• fiyat
• fiyatlar
• ücret
• fiyata
• fiyatlı
• fiyattan
• fiyatlarda
• fiyatlarını
• fiyatları
• fiyatlarına
• fiyatların

Mutfaklarda çalıştım. Ama daha önce bu fiyatı ödeyen hiçbir yerle karşılaşmadım.
لقد عملت في المطاعم لم أرى أي أحد يدفع مثل هذه الأسعار

Balıklarını yakaladıklarında, en yüksek fiyatı verecek müşteriyi bulmak için sahildeki pazarlamacıları arıyorlar.
عندما يصطادون السمك هم يتصلون بكل الأسواق على امتداد الشاطىء ليستفسروا أين يمكنهم الحصول على أفضل الأسعار لمحصولهم.

Whitman Price'ın yuttuğu elmas, bir bak.
انها، اه، الماس أن ويتمان الأسعار ابتلع. نلقي نظرة على ذلك.

Gerçek fiyatlara 3 hafta dayanan parlayan, şeyler satın alınırdı.
الأسعار الحقيقية تمنحك أشياء مضيئة ومشرقة تدوم لمدة ثلاثة أسابيع

Ne demek istediğinizi anlıyorum ama bu fiyatlarla herkes toner alır.
أسمع ما تقول، ولكن في الأسعار لدينا، كل شخص يحتاج الحبر.

Aracı metaforlara maruz kalanların fiyat eğilimlerinin devam edeceği konusunda büyük beklentileri vardı.
والذي تعرضوا لتعابير مجازية توقعوا أن إتجاه الأسعار سوف يستمر على نفس النحو

Yemek ve gösteri için teşekkür ederim ama fiyatı gülünçtü.
شكراً على العشاء والبرنامج الترفيهي، لكن الأسعار باهظة

Neyi ödeyemediğin umrumda değil. fiyatı ben belirliyorum.
لا يهمني البتة ما تريد أن تدفعه فأنا أحدد الأسعار هنا

Kesinlikle. Ama, işçinin muhtemelen içine tükürdüğü bir şey için fahiş süper market fiyatı ödemek zorunda kalmaz mıyız?
طبعاً ، لكن أليس علينا دفع الأسعار المرتفعة لمتاجر البقالة ، مقابل شيء قد يرميه الفلاح؟

Şu anda senin hesabında. Seni fiyatı yüksek pislik.
إنه في مصرفك أيها الوغد ذو الأسعار الغالية

Whitman Price'ı öldürecek kadar sert bir yumruk atmak için.
لرمي لكمة من الصعب بما يكفي لقتل ويتمان الأسعار.

Wright ve Price Hukuk Şirketi. Ortak arıyorum. Bu işte büyük para var.
مؤسسة أكسلر لتحديد الأسعار القانونية حاولت أن أصبح شريك, صك العُملات

Axler'de bir ortak buldum, Wright ve Price Hukuk Şirketi.
أنا شريك بمؤسسة "أكسلر" .لكتابة وتحديد الأسعار القانونية الثابته.صك العملات

Çoğu insanın alacağı aylık pay, yükselen fiyatlara ödeyeceğinden fazla olurdu.
معظم الناس قد يحصلون على أكثر توزيع أرباح شهري مما قد يدفعون في الأسعار المرتفعة.

Bu fiyatlara, burada yemeye gücümüz yetmez.
بهذه الأسعار ، إننا لن نتمكن من تحمل نفقات الطعام هنا

Burada bütün fiyatlarla birlikte, kısıtlamaları da bulursun, her gün değişir.
يحتوي هذا اللوح على الأسعار و الأمراض كلّها. وهي تتغير يوميّاً

Söylentilere göre petrol şirketlerine sabit fiyat için yasa çıkartmak üzereymiş.
هنالك شائعةٌ، حول أنها ستسن قانون ضد شركات النفط، لتحديد الأسعار

Orta batıda fiyatlar biraz farklı ama eminim yemekleri lezzetlidir.
وسط الغرب، الأسعار مختلفة، لكن أنا متأكّد الغذاء هنا لذيذ.

Aldıkları ücret karşılığında pek fazla soru sormazlar.
أن تدمر العالم؟ بهذه الأسعار الباهظة فانهم لا يسألون الكثير من الاسئلة

İlk olarak Brezilya'da ve diğer bazı yerlerde, genetik işin içine girdi ve fiyata olan etkisi dramatik oldu.
دخلت هذه الأدوية، أولاً إلى البرازيل وأماكن أخرى، وكان التأثير كبيراً جداً على الأسعار.

Bu bizim kısıtlı kaynaklar ve uzmanlığımızı daha iyi kullanmamızı ve aynı zamanda daha düşük fiyatlı ürünler sağlıyor.
وتتيح لك أن تحصل علي المزيد من محدودية الموارد والخبرات لدينا ووتستفيد في الوقت ذاته من إنخفاض الأسعار.

Bize zaman verin onları yüksek fiyattan sattığımızda paranızı geri öderiz! Yeter!
... لذا سنبيع حينما ترتفع الأسعار . ومن ثمّ سنُعيد إليك أموالك

Küresel toptancılık kontrolümüzü kaybederiz. Kartel çöker ve fiyatlarda serbest düşüş olur.
عندها لن يمكننا التحكم في المخزون العالمي ويزيد العرض فتهبط الأسعار

Üretici ülkeler, Asya'daki gelişmekte olan ham petrol fiyatlarını etkileyecek büyük pazarlar arıyor.
الأمم المنتجة تستمر فى العمل نحو تطوير الأسواق فى أسيا وهذا لديه تأثير قوى على الأسعار الباهظة

fiyatları yükseltmek için her yaz şehrin elektriğini gömdüğüm küçük vadiyi buldu.
لقد عثر على الوادي الذي أفرغ فيه الكهرباء كل صيف لرفع الأسعار

Bana kalırsa bu, Ben Selleck Motor'un düşük, çok düşük fiyatlarına duyulan bir heyecanın ürünü.
أما أنا اطلق عليه انفعال جراء إنخفاض الأسعار الكبير هنا في "محركات سيليك"

fiyatların yükselirse diye stoklu çalışıyorum.
أحافظ على بضاعة مخزنة رداً لارتفاع الأسعار