En kötü kısmı da insanlar geri dönenlerin sevdikleri kişiler olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | و الجزء الأسوء هو أنّ الناس يظنون أنّهم أحبائهم حينما يعودون |
İşin kötü tarafı aynı hayatı daha önce yaptığımdan da eminim. | Open Subtitles | ...و الجزء الأسوء هو أنا متأكّد أنّني فعلتها من قبل |
Daha kötü kısmı, O, genç bir kadına bulaştı. | Open Subtitles | , الجزء الأسوء , هو أختلط مع فتاة |
Belki de kötüye gidişteki En büyük değişiklik ihtiyarlarımızın geleneksel toplumdaki ihtiyarlara göre daha az yararlı olmaları. | TED | ربما التغيير الأكبر نحو الأسوء هو أن مسنينا وبشكل موضوعي أقل فائدة من قرنائهم في المجتمعات التقليدية. |
En kötüsü de, onunla konuşamıyordum. | Open Subtitles | الأسوء هو أنني لا أستطيع أن أكلمه بعد الآن |
Neyse, En kötü haberse lütfen bunu söylerken beni sevdiğini düşün ama her şey boka sarmadan önce yarın için Joe'u yemeğe davet ettim. | Open Subtitles | على أي حال, نوعاً ما ...الجزء الأسوء هو رجاءً أبقي في عقلكي أنكي ,تحبينني بينما أخبركي هذا ,لكن قبل أن ينهار كل شيء |
En kötü şey, benim sorunumun ne olduğunu bilmemen. | Open Subtitles | الأمر الأسوء هو أنك لا تعلم ما خطبي . |
Katie'yi kaybetme düşüncesinden daha kötü bir şey varsa o da ikinizi birden kaybetmektir. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الأسوء هو التفكير في خسارة (كاتي). بل التفكير في فقدان كلاكما. |
Chavez mi o mu daha kötü bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم من الأسوء هو أم (تشافيز) |
- Öyleyse neden söyledin? Çünkü bir hata yaptım Kevin, ve En kötüsü bu hiç olmamış gibi davranmam oldu. | Open Subtitles | لأنني ارتكبت خطأ كيفن و الأسوء هو محاولة الادعاء بأن ذلك لم يحصل |
En kötüsü de, böyle bir adamın kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını bilmek. | Open Subtitles | .الجزء الأسوء هو معرفة آن ذالك الرجل ليس لديه ما يخسره |
En zor kısım ayağa kalkıp, silkinip, onunla yoluna devam etmektir. | Open Subtitles | الجزءُ الأسوء هو الصعود , والبداية .والإستمرار به |
En kötüsü fark olarak bu vardı. | Open Subtitles | الجزء الأسوء هو انني كان علي ان افهم |