Eski duvarların bir bölümü çöktü, ama ölüm döşeğinde bile aşılmaları zordu. | TED | فانهار جزء من الأسوار القديمة ورغم سقوطها فقد أثبتت الأسوار جسارة كبيرة. |
- Ama... Bu surların içinde bir yerde bir oğlan olacaklar için hazırlanıyor. | Open Subtitles | في مكان ما داخل هذه الأسوار, يتم إلباس صبي صغير. |
İlerideki kapıdan geçmek varken karanlıkta çitlerin üzerinden atlarsak tabii kolay olmaz. | Open Subtitles | ليس من السهل إذا كنت تصر على التسلق من خلال الأسوار في الظلام عندما يكون هناك بوابة جيدة تماما نصف ميل من الطريق |
Ve binlerce yıldır öyle yapıyoruz, sürü halinde avlandığımızda ya da kooperatiflerde tarım yaptığımızda, bu hiper-tüketim denen sistem ortaya çıkmadan önce ve bu çitleri kurmadan ve kendi küçük derebeyliğimizi kurmadan önce. | TED | وكنا نفعل ذلك منذ آلاف السنين، سواء عندما كنا نصيد في جماعات، او مارسنا الزراعة بالتعاون، قبل قدوم هذا النظام الجديد المدعو الاستهلاك المفرط وقمنا ببناء هذه الأسوار وصنعنا اقطاعياتنا الخاصة. |
Ama o kırık duvarların son bir armağanı vardı. | TED | ولكن مازال لهذه الأسوار المهدمة هدية لتقدمها. |
Zamanını bekleyin. duvarların içinde yirmi bin askeriniz var. | Open Subtitles | حانت فرصتك , لديك 20000 جندى خلال الأسوار |
Aynı zamanda duvarların gerisinde insan kemiklerinden tepeler oluştuğunu bildirmişlerdi. | Open Subtitles | وسجلوا أيضا ، أنه خلف الأسوار . جبل بالكامل من العظام |
Lejyonlarımı bu surların içine sokamam. | Open Subtitles | انا لن أحضر فيالقي داخل هذه الأسوار |
O tüm hayatı boyunca bu surların üzerinde olmuş. | Open Subtitles | إنه بين هذه الأسوار كل يوم فى حياته |
surların en zayıf olduğu Haliç taranı ele geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول الأستيلاء على منطقة "القرن الذهبى"والتى بها أضعف نقطة فى الأسوار |
Ama o delikleri açmazlarsa, çitlerin üstüne tırmanırız. | Open Subtitles | لكنهم إن لم يثقبوا هذه الفتحات، فسنتسلق هذه الأسوار |
Kapılar kapılar ardında ya da çitlerin arkasından başka bir yerde de var olamaz mıyız? | Open Subtitles | ألا نستطيع أن نخرج خارج الأسوار ونجد أننا في راحة؟ |
İnşaat alanlarının çevresine bu yüzden şu tahta panel çitleri koyarlar. | Open Subtitles | لهذا السبب، عندما يكون هناك موقع بناء... ...يجب عليهم أن يضعوا هذه الأسوار حوله |
Genelde kapı iptal edilip, duvar örüldüğünde diğer bölümlerden daha zayıf olur. | Open Subtitles | يحدث عادة عندما يحكم إغلاق البوابات فإن الأسوار حولها تضغف أو تقوى |
Yarısını kesin onların. Sonra da surlara sıralayın. | Open Subtitles | قلص حجم هذا الرمح و اصطف بهم على الأسوار |
Benim dışarı çıkmam gerek. Aramalara çıkmam, çitlerde durmam lazım. | Open Subtitles | دوري بالخارج هناك، الخروج في جولات وتأمين الأسوار. |
Belki de sihirli duvarlar ve kale kapıları güvence sağlamıyor. | Open Subtitles | ربما ليس كل شيء آمناً ضمن الأسوار السحرية وبوابات القصر |
Batı tarihinin en önemli surları, Batı'da bile değildir. | TED | أهم الأسوار في تاريخ الغرب مع أنها ليست في الغرب. |
duvarları bir kere bombalamaya başladıklarında sadece içeri girerken bu dar kuşatma kulelerini bertaraf etmek için duracaklardır. | Open Subtitles | هذا هو القسم الوحيد من الجدران التى يستطيعون مهاجمتها وبمجرد أن يبدأو فى ضرب الأسوار بالمنجنيق |
O hafta sonu tel örgüleri onarmak yerine Fran, Fort McMurray'deki oğluna sürpriz bir ziyarette bulundu. | Open Subtitles | ,في عطلة نهاية الأسبوع تلك ,بدلا من إصلاح الأسوار .فران ذهبت بزيارة مفاجئة لأبنها في فورت ماكموراي |
Belki Yeşua'nın borazanıyla yerle bir ettiği surlar kadar kalın değil. | Open Subtitles | ربما ليست بمتانة الأسوار التى هدمها يشوع بنفير الأبواق " يشوع قائد اليهود بعد موسى عليه السلام " |
duvarın gerisinde, dünyanın en gelişmiş ordularından biri vardı. | Open Subtitles | وخلف تلك الأسوار . كانت أحد جيوش العالم الأكثر تقدما |
Celia Burroughs'un başparmağını kurtarmak için adamlarımın yarısını Surlarda kaybedemem. | Open Subtitles | أتريد أن تقود أملاً ضعيفاً لمهاجمة فيراغور؟ تريد قتل نصفرجلي على الأسوار و ثم مشاهدة ابنة الجنرال و مسمار يدخل في رأسها |
Şu siktiğimin çitlerinin arasında savaşmak zorundaydık. | Open Subtitles | وكان علينا القتال من خلال الأسوار. |