- Ve sonra psikopat eski sevgilisini ve... asit krizini öğrendim. | Open Subtitles | وعندما علمت بأمر صديقها السابق المتخلف عقليا ً وحرقها بحمض الأسيد.. |
Sorun yok. 19. yüzyılda asit bazlı saldırılar her yerdeydi. | Open Subtitles | لابأس بالأمر. جرائم الأسيد كانت في القرن 19 في أوروبا. |
Eroin, asit, ot. Ben onlardan almadım ki. | Open Subtitles | الهيروين, الحشيش, الأسيد أي نوع يخطر في بالك |
Eğer kafa kafaya verip düşünseydiniz, domates suyundaki asidin bilindik bir aşındırıcı olduğunu hatırlardınız. | Open Subtitles | لو فكرتوا مع بعض لكنتم تذكرتم أن مادة الأسيد في صلصة الطماطم يستخدم كـ مادة متآكلة |
Biz kamyonetteydik ve LSD almıştık ve Sonny ona da verdi. | Open Subtitles | ..قمنا جميعنا بالركوب في عربة كبيرة وكنا نتناول الأسيد |
Cesetleri kemiğine kadar asitle yakma konusunda seni dinledim ama. | Open Subtitles | لقد استمعت اليك بشأن حرق اللحم عن العظام باستخدام الأسيد. |
Bir kere denedim. Güneşte yandıktan sonra derine asit dökülmüş gibi oluyor. | Open Subtitles | حاولت مرة ، شعرت كشخص يسكب حامض الأسيد على جلدك بعد أن تم تفجيره في الرمال |
Gelecek hafta Hawaii 50 maratonunun sonuna vardığında... asit zemin kaplamalarını eritmiş olur. | Open Subtitles | مع الوقت تصل إلى نهاية الخلفية من ماراثون هاواي خمسة صفر كان على الأسيد أن يأكل ألواح الأرضية |
Dedikodular böyle bir yerde sanki asit gibi. | Open Subtitles | أعتذر، الشائعات هنا فعلها فعل الأسيد في مكان كهذا |
Hadi şundan beş gram koyun... böylece asit özelliğini kaybedecek... ve rengi pembeden maviye dönecek. | Open Subtitles | وهذا سيسبب في تغيير الأسيد و بالتالي سيتغير اللون من وردي إلى أزرق |
Ve birisinin yakından incelemek istemesi durumunda, biraz klorik asit ve eğe eskisini okunmaz hale getirmeye yetecektir. | Open Subtitles | وتحسبا لقيام احدهم ,بالتأكد عن قرب بعض الأسيد وصنفرة على رقم تعريف السيارة على الشاصي لتستحيل قرائته |
Şu, asit havuzuna düşüp gözlerimi kaybettiğimden beri, sizi görmemiştim çocuklar. | Open Subtitles | أوه، لم أركم من بعد الحادثة التي حصلت لي عندما سقطت في حوض من الأسيد وسقطت على عيني أولا |
Yüzünde ve vücudundaki kendi kendine yaptığı ağır asit yanıkları kimliğinin saptanmasını imkânsız kılıyor. | Open Subtitles | بعد ان سكب على وجه الأسيد مما تعثر على السلطات تحديد هويته |
Hasarlı dokuların asit salgılamaya başladı. | Open Subtitles | الخلايا عندما تصاب فإنها تنتج نوع من أنواع الأسيد |
Böylelikle ben denize açılabilirim, Dee aptal şakalarını yapabilir, ve Dennis suratına daha fazla asit dökebilir. | Open Subtitles | ،لكي أستطيع أن أبحر وديي تستطيع أن تقول نكتها الغبية ودينيس يستطيع ان يسكب المزيد من الأسيد على وجهه |
asit veya küçük patlayıcılar içeriyorlar. | Open Subtitles | ظننت من أنها تحتوي على الأسيد أو متفجرات صغيرة |
Çok fazla miktarda hidroklorik asit bir araya toplanmış. | Open Subtitles | هنالك ارتفاع تركيز للفاية من هيدروليك الأسيد |
Hicks, hidroklorik asit kokusu alıyorum. | Open Subtitles | هيكس, أستطيع أن أشتم الرائحة هيدروليك الأسيد |
91'deki asit felaketinden sonra hiç yıkamadım. | Open Subtitles | ليس بعد كارثة الأسيد العظيمة التي حصلت في العام 1991 ميلاديّاً |
Seri numaraları geri getirmek için kullandığım asidin sihrini gerçekleştirmesi için en az birkaç gün gerek. | Open Subtitles | الأسيد الذي نستعمله لاستعادة الأرقام التسلسلية يستغرق بضعة أيام كحد أدنى حتى يعمل. |
Sadece düşük dozda LSD. | Open Subtitles | فقط بعض الأسيد الخفيف لا شئ ثقيل |
Onlar uzun zaman önce asitle yıkandalar. | Open Subtitles | لقد كانوا يتناولون الأسيد مع الطعام منذ فترة طويلة |