Bazıları kelepçeleri takarken sorun çıkartıyor, onlar için çok geç. | Open Subtitles | بعض الأشياء تنقلب قبحاَ فيما أضع الأصفاد يكون الوقت متأخراَ |
- kelepçeleri takınca, kaç kişi bunu söylüyor biliyor musun? | Open Subtitles | الرجال الذين قالوا مثل هذا عندما أضع الأصفاد بين أيديهم؟ |
O ikisini buraya getirin. Zorunda kalırsanız kelepçe kullanmaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | اعيدوا هذين الإثنين إلى هنا، استخدموا الأصفاد إنّ إضطررتم لذلك. |
Ellerinde kelepçe varken onu ne kadar rahat bırakacaklarını sanıyorsun? | Open Subtitles | منذ مـتـى تظن أنه سيبقى حراً و الأصفاد في يديه ؟ |
Kelepçeler için kusura bakma, ama iş yapıyoruz hiç olmazsa. | Open Subtitles | آسفة بشأن الأصفاد ولكن أقلّها نحن في درجة رجال الأعمال |
Biliyorsun ki, bir başkası olsaydı bana neden hala kelepçeyi takmadığımı soruyor olurdun. | Open Subtitles | تعلم، إذا كان هذا شخص آخر لكنتَ ستسألني لِمَا وضعتُ الأصفاد عليه بالفعل |
Tüm savunma hareketlerimi tahmin etti ve Kelepçelerin nasıl kullanılacağını, silahımın nerede olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | كان يتوقع كل ما عندي من تحركات دفاعية, يعرف كيفية استخدام الأصفاد يعرف أين سأخذ قطعتى |
... kelepçeleri eğeliyerek çıkardım. O zamandan beri kaçıyorum. | Open Subtitles | هكذا تخلصت من الأصفاد ولازلت أركض منذ ذلك الوقت. |
Paltomla ceketimi getir kelepçeleri ve iki şapkayı ve treni hareket ettir. | Open Subtitles | أحضر معطفى وسترتى الأصفاد والقبعتان وأرحل بالقطار |
O çocuklar kasabaya dönünce... kelepçeleri tekrar bileklerine takıverirsin. | Open Subtitles | عندما يرجع أولئك الأولاد إلى البلدة ضع الأصفاد في أيديهم |
kelepçeleri unutmadığın için teşekkürler. | Open Subtitles | مذهل ، ها أنت تضع الأصفاد من جديد ، شكراً لك |
Bavul, bileğine bir çift kelepçe ile bağlanmıştı. | Open Subtitles | وهذه الحقيبة كانت مربوطة فى رسغ يده بزوج من الأصفاد الفضية |
Bu kelepçe takabileceğiniz bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس شيءا أنت يمكن أن تضع في الأصفاد. |
Dediklerimi harfiyen yapmazsanız, kelepçe takacağım, tamam mı? | Open Subtitles | ان لم تمتثل لما أقوله فسأضع الأصفاد في يديك , حسناً ؟ |
Neden onlara yalnızca Kelepçeler, hapis cezası ve bu kaçak var oluşu öneriyoruz? | TED | لماذا نقدم الأصفاد والسجن وهذا الهروب الوجودي فحسب؟ |
Size işinizi söyleyemem ama bu Kelepçeler acıtıyor. | Open Subtitles | لن أملي عليكم ما يجب فعله لكنّ هذه الأصفاد تؤلمني, مارأيك؟ |
Ya bu gece Kelepçeler gidecek ya da yarın eller. | Open Subtitles | ... إما أن تُقطع الأصفاد الليلة أو تُقطع يداك غداً |
Seni uyariyorum, ortaligi karistirirsan kelepçeyi takarim. | Open Subtitles | لكنى أحذرك إذا أثرتى المتاعب سأضع الأصفاد فى يدك. |
O hâlde Kelepçelerin fotoğraflarını çekip dağıtın. | Open Subtitles | لذا دعونا نلتقط صور لتلك الأصفاد ، ونرسلها |
Müvekkilimizin kelepçelerini çıkarıp odayı boşaltırsanız seviniriz. | Open Subtitles | انزعوا الأصفاد عن موكلتنا واتركونا وحدنا رجاءًا |
Geri döndüğünde seni kelepçelerden başka bir şeyin beklediğini düşünüyorsan, o zaman dünyanın nasıl işlediğini gerçekten bilmiyorsun demektir. | Open Subtitles | لذا إن كنت تحسبين أنّ ثمّة ما ينتظرك بالديار عدا الأصفاد فأنت حينها تجهلين حقّاً كيف تجري الأمور بالعالم |
Kelepçenin anahtarını ver. Adama su getir, tamam mı? | Open Subtitles | تعالّ, أعطنى مفاتيح الأصفاد أحضر له مياه غازية, أستفعل ؟ |
Bu maç asla oynanamaz. Adamların yarısı hala kelepçeli. | Open Subtitles | ,هذه المباراة لن تبدأ أبدا نصف هؤلاء الرجال لا تزال الأصفاد على أيديهم |
Kelepçelerimi takın ve anlatacaklarıma başlayayım. | Open Subtitles | أحد ما يضع الأصفاد في يدي ويجعلنـي أعترف بكل شىء |
Yani elini o kelepçeden her zaman çıkartabilir miydin? | Open Subtitles | أتقول إنك كنت قادرا على التملّص من هذه الأصفاد في أي وقت؟ |
- Yardım çağırır mısın lütfen? | Open Subtitles | -هلا ناولتني الأصفاد ، من فضلك؟ |
Senin elemanlardan biri olur da seni evde kelepçeyle yatağa bağlar falan. | Open Subtitles | أنت تعرف ، فقط في حالة واحدة منهم من الرجال وجهتم المنزل الأصفاد بك إلى السرير. |
kelepçelerim olduğu sürece şikayetin olmamalı. | Open Subtitles | وليست هناك مشكلة طالما أننا نرتدي هذه الأصفاد |
Evine kelepçelerle gidecek. | Open Subtitles | انها ستعمل العودة إلى ديارهم في الأصفاد. |