Bugün yaşayan en büyük timsahları arayıp bulup ölçmemiz gerekti. | TED | كان علينا أن نجد ونقيس التماسيح الأضخم والتي تعيش اليوم. |
Bu sürekli rekabet ortamında, kazanmanın bir diğer yolu da en büyük olmaktır. | Open Subtitles | طريقة أخرى لفوز المنافسة المستمرة من أجل الطعام ، هى أن تكون الأضخم |
1941'de Rus ordusu dünyanın en büyük gücüydü. | Open Subtitles | الجيش الروسى بحلول عام 1941 كان هو الأضخم على مستوى العالم |
O yüzden jimnastik sınıfınızdan iri, kuvvetli çocuklar seçiniz. | Open Subtitles | لذلك عندما تختار اللاعبين تأكد انهم الأضخم والأقوى |
Çift işi birlikte yapıyor ama her şeyin hazır olduğuna karar veren, daha iri olan dişi. | Open Subtitles | يتشارك الزوجان في العمل، مع ذلك، الأنثى الأضخم هي من تحدّد متى يكون الوضع جاهزاً. |
Şimdi Warnley'de kendi türünün en büyüğü. | Open Subtitles | و الآن فانها الأضخم من نوعها في وارنلي |
Bu daha büyük ve hızlı gemiyi kovalamak gurur meselesi gibi oldu. | Open Subtitles | و مطاردة هذة السفينة الأضخم و الأسرع بمدافعها ذات المدى الطويل قد يكون بداية النهاية لكبريائك |
New York Metrosu dünyanın en büyük metrosudur. | Open Subtitles | نظام الأنفاق في نيويورك هو الأضخم في العالم |
New York Metrosu, dünyanın en büyük metrosudur. | Open Subtitles | نظام الأنفاق في نيويورك هو الأضخم في العالم |
Buradakiler dünyanın en büyük kurtları olup bazıları 60 kilodan ağır olmalarına rağmen yetişkin bir bufalo bir tondan ağır gelebilir. | Open Subtitles | بالرغم أن الذئاب هنا هي الأضخم في العالم يزن البعض أكثر من 125 باوند فإن الجاموس البالغ قد يزن أكثر من طن. |
Dünyanın en büyük olduğunu iddia ettikleri pizzayı nerde yiyebilirim? | Open Subtitles | أين يمكنني أن اكل البيتزا التي يدعون أنها الأضخم في العالم ؟ |
Sadece en büyük ayıların dövüşmeye yetecek güçleri kalmıştır. | Open Subtitles | الدببة الأضخم هي وحدها من لديها مدّخرات الطاقة لتقاتل |
Ve kendilerini en büyük olarak reklam ederek yeni müşteri kazanamazlar. | Open Subtitles | وهم يدركون أنّهم لن يحصلوا على عملاء جدد بتسويق أنفسهم على أنّهم الأضخم |
Tecrübelerime göre de, iri adamlar, ufak olanlara nazaran çok daha fazla kez galip geldi. | Open Subtitles | ومن تجربتي، الأضخم ينتصرون على الرجال الأصغر حجماً في أكثر الأحيان |
En iri ve en baskın timsahı bulmak ekibin başarısı için kilit nokta olacak. | Open Subtitles | العثور على التمساح الأضخم و المهيمن عنصر جوهريّ لنجاح طاقم التصوير |
En iri ve en güçlü olmak benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس خطأى فى أننى الأضخم و الأقوى |
Muhtemelen caddedekilerin en büyüğü. | Open Subtitles | إنها ضخمة! إنها الأضخم في الحي على الأرجح |
Muhtemelen mahallenin en büyüğü. | Open Subtitles | إنها الأضخم في الحي على الأرجح |
Bu daha büyük ve hızlı gemiyi kovalamak gurur meselesi gibi oldu. | Open Subtitles | و مطاردة هذة السفينة الأضخم و الأسرع بمدافعها ذات المدى الطويل قد يكون بداية النهاية لكبريائك |
Ajan McGee büyük adamı, daha büyük adam için hazırlıyor. | Open Subtitles | يقوم العميل (ماكغي) بتليين الرجل الضخم من أجل الرجل الأضخم |