İlk okullara gitmiştim ve Türkiyedeki küçük çocukları gözlemleme şansı bulmuştum. | TED | ذهبت إلى العديد من المدارس الابتدائية، وهو ما أعطاني الفرصة لأراقب الأطفال الصغار في تركيا. |
Şimdiyse küçük çocukları yanımıza alıyoruz ama hepsini aynı şekilde seviyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نتبنى الأطفال الصغار. لكننا نحبهم بالتساوي. |
Yani Bebekler ve küçük çocukların dikkat toplamada çok kötü olduklarını söylediğimizde gerçekten kast ettiğimiz şey dikkat etmemekte çok kötü oldukları. | TED | لذا حين نقول بأن الأطفال الصغار لا يستطيعون تركيز اهتمامهم، فما نعنيه حقا هو أنهم لا يستطيعون عدم تركيز اهتمامهم. |
Herkesin duyduğu ancak hiç gitmediği yer. küçük çocuklar orada ölüyor. | Open Subtitles | المكان الذي سمعَ الجميع عنه ولم يروه، الأطفال الصغار يموتون هناك. |
Bütün gün bu küçük çocuklarla... uğraşmak nasıl bir şey bilemezsin. | Open Subtitles | أنتَ لاتعرفُ كيف هو التعامل مع هؤلاء الأطفال الصغار طوال اليوم |
Bence Bebekler ve çocuklar aslında biz yetişkinlerden daha bilinçliler. | TED | أعتقد أن الأطفال الصغار هم في الحقيقة أكثر وعياً منا كبالغين. |
Şehirde küçük çocuk pijamalarıyla ve bir maskeyle geziniyorsun. | Open Subtitles | أنت تجري حول هذه المدينة في بجامة أحد الأطفال الصغار ومرتدياً قناع |
Beni düzelttiler, öyle ki, acayip davranmadım ve küçük çocukları korkutmadım. | Open Subtitles | قاموا بمعالجتي في الخارج و عندها فقط توقفت عن التصرف بغرابة و عن اخافة الأطفال الصغار |
Çikolata kardan adam yermiş bu küçük çocukları. | Open Subtitles | رجل الشيكولاتة الثلجي يأكل الأطفال الصغار |
Ben Logan Cale birliğine katılmıyorum, dul kadınları savunmak, küçük çocukları ve kayıp hayvanları bulma işinde yokum. | Open Subtitles | للدفاع عن الأرامل الأطفال الصغار ، والحيوانات المفقودة |
Şu işe bak. Hem küçük çocukları hem de küçük canavarları korkutabiliyorum. | Open Subtitles | أتعلم، إنها تخيف الأطفال الصغار والوحوش الصغار |
Hem küçük çocukları hem küçük canavarları korkutuyor. | Open Subtitles | أتعلم، إنها تخيف الأطفال الصغار والوحوش الصغار |
küçük çocukları severler. Benim gibi büyükleri değil. | Open Subtitles | إنهم يحبون الأطفال الصغار وليس الكبار مثلي |
Ve bu bilgisayarla bu çok sık oluyor, daha çok küçük çocukların büyük çocuklara öğrettikleri görülür. | TED | وهذا يحدث دائماً مع هذه الحواسيب، أننا نجد أن الأطفال الصغار يقومون بتعليم الكبار. |
Oyun şekilleri ile en küçük çocukların bile en soyut fikirlere ilgisini çekecek bir radikal alternatif yöntem geliştirdi, | TED | لقد قام بتطوير نظام جذري لإشراك الأطفال الصغار في أكثر الأفكار تجريديةً عبر الأشكال المادية للعب. |
Halkı aydınlatarak küçük çocukların aptalca şeyler yapmasına engel olmakla büyük gurur duyuyoruz. | TED | ونحن فخورون جداً بتقديم المعلومات الى الناس بحيث لا يفعل الأطفال الصغار مثل هذا أفعالاً غبية. |
Bence çok küçük çocuklar küçük kâşiflere benzerler. | TED | أعتقد أن الأطفال الصغار هم مثل المستكشفين الصغار. |
Biz küçük çocuklarla yolculuk yapmayız. | Open Subtitles | إذهبي إلى المنزل الآن نحن لا نسافر مع الأطفال الصغار |
küçük çocuk yabancıları yani. | Open Subtitles | حسنا الطائشين- الأطفال الصغار الغرباء |
küçük çocuklara tecavüz etmekten bahsetmezler. | Open Subtitles | و لكنهم لن يتحدثو عن اغتصاب الأطفال الصغار |
Seni uyarmam gerekebilir, birazcık patronluk taslıyor gibi görünebilir, program Atlantis sistemlerini çok genç çocuklara öğretmek için tasarlanmış. | Open Subtitles | يجدر تنبيهك , إنها تبدوا مبسطة قليلاً البرنامج كان مصمم لتعليم الأطفال الصغار الأنظمه |
Bizim istediğimiz, o dünyayı kucaklamak ve laboratuvarımıza getirmek, ama bunu yapabilmemiz için bu çok karmaşık ölçüm yöntemlerini; yani insanların, küçük bebeklerin, yeni doğmuşların dünyayla nasıl etkileştiklerini, neyin önemli neyin önemsiz olduğunu | TED | ما نريده هو تبني هذا العالم والإتيان به إلى معملنا, لكن من أجل أن نفعل ذلك, علينا خلق هذه الوسائل المعقدة جدا, التي تقيس كيف يتشارك الناس, الأطفال الصغار, المواليد, مع العالم, لحظة بلحظة, |
Sizi küçük yumurcaklar, geri verin onu! | Open Subtitles | ايها الأطفال الصغار أعيدوه إلي |