Evet, şey, bu en pahalı paket olan... ortaçağ sirkini sen sipariş ettin. | Open Subtitles | , انتِ من طلب زينة القرون الوسطى و التي صادف أنها الأغلى ثمناً |
Ben daha pahalı gece kremi kullanmanız gerekir. | Open Subtitles | أَحتاجُ للإسْتِعْمال القشطة الليلية الأغلى. |
Yani, dünyadaki, en iyi ve en görkemli yerlerdedir ayrıca en pahalı ve en zor olandır. | Open Subtitles | أقصد، أحسن وأروع النساء فى العالم هن أيضا الأغلى والأصعب |
En sonunda yaptıklarım için en büyük cezamı çekecektim. | Open Subtitles | سأدفع أخيراً الثمن الأغلى للسيئات كلها التي اقترفتها |
Ve şimdi, Sevgili bayan, veda zamanı. | Open Subtitles | والآن، سيدتي الأغلى حان وقت الوداع |
Ve birlikte çok mutlular. ...çünkü burası en pahalısı ve bu sebepten çirkin insanlar burada oluyor. | Open Subtitles | و أنهمآ في غآية السعآدة معآ لأنهُ الأشتراك الأغلى ثمناً والأشخاص القبيحون يتشابهون و تلقيت هذه الرسالة |
Hangisi daha pahalı diye iddiaya girmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين المراهنة على الأغلى ثمنا؟ |
2011 bundan böyle iklim felaketlerinin neden olduğu en pahalı yıl olarak anılacak. | Open Subtitles | بالفعل سبعة مليارات دولار. عام2011 الآن على الطريق ليكون عاما هو الأغلى على الأطلاق عن الأضرار المتصلة بالطقس. |
- Ellerindeki en pahalı şişe. | Open Subtitles | إنها القنينة الأغلى ثمناً على الإطلاق في هذا المطعم |
Parlak saatler daha pahalı. Hangisini istiyorsun? | Open Subtitles | الساعة الأكثر خفّة هي الأغلى ثمنًا, أيّ واحدةٍ تريد؟ |
Mücevher kasasını kırmışlar ama en pahalı şeyleri burda bırakmışlar. | Open Subtitles | لقد حطموا صندوق عرض المجوهرات وتركوا المعروضات الأغلى ثمناً. |
Bu sabah kasabadaki en pahalı evi hiç göstermeden, tamamen nakit alarak sattım. | Open Subtitles | قد بعت للتو المنزل الأغلى في البلدة هكذا فجأة , والدفع نقدي |
Mücevher kasasını kırmışlar ama en pahalı şeyleri bırakmışlar. | Open Subtitles | لقد حطموا صندوق عرض المجوهرات وتركوا المعروضات الأغلى ثمناً. |
Bugün Paris'in en pahalı avukatları peşinizden geliyor. | Open Subtitles | المحامين الأغلى في باريس سوف يلاحقونك اليوم |
SRAM bilgisayardaki en hızlı aynı zamanda en pahalı bellektir ve DRAM'den 3 kat daha fazla yer kaplar. | TED | SRAM هي الذاكرة الأسرع في نظام الحاسب، ولكنها الأغلى ثمنا. وتعادل ثلاثة أضعاف حجم الـ DRAM |
Ama tahmin edersiniz ki bir çok kişi pahalı olan şarabi daha çok beğendiklerini söylediler halbuki şarap aynı şaraptı, ama katılanlar farklı bir şarap içtiklerini düşündüler farklı ve daha pahalı bir sarap... | TED | الكثير من الناس ، كما تعلمون ، قالوا أنهم يفضلون النبيذ الأغلى أكثر لقد كان نفس النبيذ ، لكنهم اعتقدوا أنه نوع أخر أغلى ثمنا |
Siyah mantar ve havyar en pahalı olanlarıdır. | Open Subtitles | الكمأ الأسود و الكافيار هي الأغلى |
.. aslında hiç de pahalı sayılmaz. | Open Subtitles | وفي الوقت نفسه هي الأغلى في المدينة |
Bu topraklardaki gelmiş geçmiş en asil kahraman oğlunu ve krallığını kurtarmak için en ağır bedeli ödedi. | Open Subtitles | و دفع أنبل بطل عرفته البلاد قط الثمن الأغلى لحماية ولده و مملكته |
[abartlılı güney akasnı ile] Benim Sevgili Annabel'im... | Open Subtitles | [بالغَ لهجةً جنوبيةً] annabelي الأغلى... |
Ama bu naylon değil mesela, Geri dönüşümlü.En pahalısı bu. | Open Subtitles | هذه مثلا ليست PET و هي الأغلى ثمنًا ، إنها PP |
Hangisi daha çok eder söyleyin, hayatınız mı arabanız mı? | Open Subtitles | من الأغلى : سياراتك أم رأسك؟ |