"الأفضل بالنسبة" - Traduction Arabe en Turc

• için iyi
• için en iyisi
• için en iyisini
• için en iyi
• için daha iyi
• için en iyisinin

Benim için iyi olanı bildiğini sanmandan bıktım!
سئمت منك و أنت تظن دائما أنك تعرف ما الأفضل بالنسبة إلي

Benim için iyi olanı mı düşünüyorsun yoksa kendin için olanı mı?
و لكِن هل هذا الأفضل بالنسبة لى أم الأفضل بالنسبة لكِ ؟ لا أعرف.

Peki benim için en iyisi? Yoksa bu umurunda değil mi?
ماذا عن الأفضل بالنسبة لي أو هل ذلك يهمك، أبداً؟

Onlar için en iyisi, hayatlarında biraz denge olması diye düşündüm.
شعرت أنه من الأفضل بالنسبة لهم الحصول على بعض الإستقرار في حياتهم

Eğer kendin için en iyisini istiyorsan bizle gelirsin.
تعال معنا لو أنك تعلم ما هو الأفضل بالنسبة لك

Canım, senin için en iyisini düşünüyorum.
عزيزتي أنا فقط أفكر ما هو الأفضل بالنسبة لك

Ama senin için en iyi olanı yapmak zorundayız.
و لكن يتعين علينا القيام بما هو الأفضل بالنسبة لكى

Çünkü gerçek şu: eşitlik herkes için daha iyi.
لأن الحقيقة هي: المساواة هي الأفضل بالنسبة إلى كل شخص.

Bu çok üzücü efendim, hem de çok ama sizin için en iyisinin bu olduğunu düşünüyorum.
إنه لأمر مؤسف يا سيدي، كلياً لكن أعتقد أنه الأفضل بالنسبة لك

.. bununla uğraştım. - Senin için iyi bir yıl değilmiş.
أو أي شيء مهما يكن حسنا, يبدو أنه لم يكن العام الأفضل بالنسبة لك

Aslında, turdan başka şeyler düşünüyorum senin adına yola çıkmak için iyi bir zamanlama olmadığını fark ettim.
آه، في الواقع كلّما فكرت كثيراً في هذه الجولة، كلّما أدركت أكثر أنّه قد لا يكون، آه، الوقت الأفضل بالنسبة لكِ لتسافري.

Sistemin benim için iyi olduğuna, yaşamımı kusursuz hale soktuğuna ve ayrıca senin için de en iyi sistemin bu olduğuna inanmamızı istemiştim.
كنت أريد أن أؤمن، وكنت أريدك أن تؤمن أن النظام الذي كان مناسباً لي، والذي جعل حياتي أكثرسلاسة، أن هذا النظام هو الأفضل بالنسبة لك أيضاً.

Ama sadece bir tanesi senin için iyi bitiyor.
ولكن طريق واحد هو الأفضل بالنسبة لك

- Senin için iyi oldu ya.
فمن الأفضل بالنسبة لك.

Onu bana geri vermeniz sizin için en iyisi olur.
وإذا كنت تعرف ماهو الأفضل بالنسبة لك ستُرجعها إليّ

Asılsız yere suçlandıysa yaparız. Aksi halde... Her neyse, bu onun için en iyisi.
هذا إذا كان بريء سنفعل ، على اي حال ، سوف يكون هذا الحل الأفضل بالنسبة اليه

- İnan senin için en iyisini yapıyorum.
ثق بي، وأنا أفعل فقط ما هو الأفضل بالنسبة لك.

Onlar için en iyisini istiyor.
انه يريد فقط ما هو الأفضل بالنسبة لهم.

Bak Luther, sadece bizim için en iyi olanı istiyorum.
اسمع يا لوثر أنا أريد ماهو الأفضل بالنسبة لك

Ya da tedavi olabilmen adına senin durumundaki biri için en iyi olduğunu düşündüğüm ilacı yazarım.
أو أني أصف لك ما أعتقد أنه الأفضل بالنسبة لحالتك حتى تتخلصي من الإدمان

Bana güven, senin burada olmaman hepimiz için daha iyi olacak.
و صدقني ، سيكون من الأفضل بالنسبة لنا جميعا إذا لم تكن موجوداً

Senin ya da takım için en iyisinin bu olduğunu düşünmüyorum.
لا، أنا لا أعتقد وهذا ما هو الأفضل بالنسبة لك أو الفريق