| Şehirdeki en iyi göz doktorudur ve görüşünüzde hasar kalmayacağından emin olun. | Open Subtitles | إنّه يُعد الأفضل في المدينة وسيتأكّد من أنّه لم يحدث ضرر لبصرك. |
| Ya sen? - Şehirdeki en iyi yer burası. | Open Subtitles | لأنهم، الأفضل في المدينة يجب علي قول ذلك |
| Ben de birkaç yeri aradım ve Şehirdeki en iyi mezarlıkta birinci sınıf arsa satan kişileri buldum. | Open Subtitles | لذلكَ قمتُ ببعض الإتصالات ووجدت أؤلائك الأشخاص الذين يبيعون قطع الأراضي ( أماكن دفن الأموات ) وهم الأفضل في المدينة |
| Buranın şehrin en iyi yeri olduğunu duydum. Elbette! | Open Subtitles | سمعت أن هذا المكان هو الأفضل في المدينة. |
| Mr. Whitting şehrin en iyi avukatı. | Open Subtitles | السيد " ويتينج " هو المحامي الأفضل في المدينة |
| Herhangi bir lokanta araba camına reklam bırakabilir ve ön tarafı giyinik sandviç olarak fırlayan bir adam olur muhtemelen Şehrin en iyisi değil. | Open Subtitles | أي مطعم يعلن عن نفسه بطرق الأعلانات الورقية و هناك شخص يقف أمامه يرتدي مثل الشطيرة فعلى الأرجح ليس الأفضل في المدينة |
| Kanatların iki yıldır, "Şehrin En İyisi" seçiliyor. | Open Subtitles | أجنحة الدجاج خاصتك صُنفت على أنها الأفضل في المدينة" لسنتين على التوالي |
| Mısırcı burası. Şehrin en iyisidir. Çok lezzetlidir. | Open Subtitles | هنا لدينا الذرة، الأفضل في المدينة إنها لذيذة |
| Şehrin en iyisidir. | Open Subtitles | الأفضل في المدينة |
| Şehirdeki en iyi pilavı sen yapıyorsun. | Open Subtitles | أنتَ الأفضل في المدينة |
| - Şehirdeki en iyi burrito'yu yapıyorlar. | Open Subtitles | البوريتو الأفضل في المدينة |
| Lattimer Şehirdeki en iyi aynasızdır. | Open Subtitles | استرخي. (لايتمر) هو الأفضل في المدينة |
| - şehrin en iyi lokantasına. | Open Subtitles | -المطعم الأفضل في المدينة |
| Şehrin en iyisi, istisnasız. | Open Subtitles | أنها الأفضل في المدينة بلا استثناء |
| "Şehrin en iyisi, istisnasız" değil mi? | Open Subtitles | " الأفضل في المدينة ، بلا استثناء " أليس كذلك ؟ |