En azından senin randevunun ilginç bir yanı var. | Open Subtitles | على الأقل كنت حصلت على طلقة في واحد من التواريخ كونها مثيرة للاهتمام. |
- En azından senin haberin varmış. | Open Subtitles | حسناً على الأقل كنت تعلمين عن الأمر |
- En azından senin haberin varmış. | Open Subtitles | حسناً على الأقل كنت تعلمين عن الأمر |
En azından bir yıl öncesine kadar öyleydim. | Open Subtitles | على الأقل كنت كذلك قبل سنة لم تعد هناك من حروب |
- Eh en azından bir zamanlar ona sahip olduğun için şanslısın. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل كنت محظوظا أن يكون له. القوس نجاح باهر، وصديق قديم. |
En azından kitap okumuyorsun. | Open Subtitles | على الأقل كنت لا تقرأ. |
En azından kitap okumuyorsun. | Open Subtitles | حسنا. على الأقل كنت لا تقرأ. |
En azından senin bir amacın var. | Open Subtitles | على الأقل كنت حصلت على الغرض. |
Görmüyorken, en azından bir yaşamın vardı, hayata tutunmuştun, işin vardı. | Open Subtitles | على الأقل كنت طبيعية عندما كنت عمياء كانت لديك حياة مندمجة مع العالم, وكان لديك عمل والآن ما هذا؟ |
Görmüyorken, en azından bir yaşamın vardı, hayata tutunmuştun, işin vardı. Şimdi, bu yaptığın ne oluyor? | Open Subtitles | على الأقل كنت صائبه عندما كنت عمياء، كان لديك حياة كنت مرتبطة بالعالم، كان لديك وظيفة، الآن، ماهذا؟ |