Her grupta en az bir yetişkin olsun. | Open Subtitles | رجاء .. على الأقل واحد من الكبار في كل مجموعة. |
Pencap'ta her anne en az bir oğlunu askere gönderir. | Open Subtitles | فى البنجاب كل أم ترسل على الأقل واحد من أبنائها للجيش |
Cesedi taşımak için en az bir tane, iki numarayı halletmek için bir tane, bir de diğerlerini kontrol altında tutmak için. | Open Subtitles | على الأقل واحد ليدخل الجثة للداخل وواحد آخر ليقضي على الضحية الثانية وواحد آخر ليتحكم بالباقين |
Daha fazla olduğunu düşünüyorum. En azından bir tane daha. | Open Subtitles | نعتقد أنهُ يوجد المزيد من هذه المخلوقات على الأقل واحد |
Eşim yemek yapıyordu ve en azından bir evladımın benimle kan bağı vardı. | Open Subtitles | فزوجتي طبخت العشاء, و على الأقل" "واحد من أبنائي تربطه رابطة دم معي |
Neyse, en azından biri daha eksildi. | Open Subtitles | علي الأقل واحد منهم قُتل. كيف تجرأين علي الإعتقاد أننيّ لا أستطيع التعامل معهُ ؟ |
Bu söylediklerinden en azından biri yanlış. | Open Subtitles | على الأقل واحد من هذهِ الأمور غير صحيح |
En az bir tane suç ortağı olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه كان هناك شريك لها، على الأقل واحد. |
Buralarda dolanan en az bir ya da iki tanesi daha var | Open Subtitles | عِنْدَنا على الأقل واحد أكثر هربوا |
Olasılıklara göre en az bir... | Open Subtitles | في أسوأ الأحوال على الأقل واحد |
Adamım biriyle kapıştı. En az bir kişiydi yani. | Open Subtitles | احد رجالي لحق بأحدهم على الأقل واحد |
Sende en az bir tane dedin | Open Subtitles | وأنت قُلتَ، "هناك على الأقل واحد." |
6 saydım ve içeride en azından bir tane var. | Open Subtitles | عددت ستة رجال وعلى الأقل واحد آخر في الداخل |
En azından bir tane evli çiftle, dost olmak için bir anlaşma yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة لجعل اتفاق لاقامة علاقات صداقة على الأقل واحد الزوجين الآخر. |
En azından biri yaşardı. | Open Subtitles | على الأقل واحد منهم سيعيش |
En azından biri, evet. | Open Subtitles | على الأقل واحد منهما ، نعم |