Biliyorsunuz, isteseniz de, istemeseniz de Dünyanın en büyük tasarım ekibine merhaba deyin. | TED | تعلمون، اذا أعجبكم ذلك أم لا، مرحباً بكم إلى فريق التصميم الأكبر في العالم. |
Ekip Dünyanın en büyük ikinci atolu olan | Open Subtitles | الفريق توجّه إلى الشعاب الثانية الأكبر في العالم |
Sonra küçük bir plak şirketine yatırım yaptın ve onu Dünyanın en büyük ikinci en büyük plak şirketine dönüştürdün. | Open Subtitles | وبعد ذلك إستثمرت في شركة اسطوانات صغيرة التي تحوّلت إلى علامة الهيب هوب الثانية الأكبر في العالم |
Kenny Trooper dünyadaki en büyük yalancıydı. | Open Subtitles | عضو فرقة كيني كان الكذاب الأكبر في العالم |
Helikopter böceği 20 santimetreyi bulan kanat açıklığıyla dünyadaki en büyük kızböceğidir. | Open Subtitles | (ذبابة ديمسل الحوامة), الأكبر في العالم, بقطر جناح يصل إلى 20 سنتيمتر. |
dünyadaki en büyük sapık sen olmalısın. | Open Subtitles | أنت قد تكون الأكبر في العالم الآن. |
Birkaç araştırma sonunda hava kirliliğinin aslında Dünya'nın en büyük sağlık tehlikelerinden birisi olduğunu öğrendim. | TED | أجريت بعض الأبحاث الأساسية وسرعان ما تعلمت أن تلوث الهواء هو التهديد البيئي الصحي الأكبر في العالم. |
İplik topluyormuş. Dünyanın en büyük iplik topunu yapmış. | Open Subtitles | جمع خيوطا صوفية وعمل منها الكرة الأكبر في العالم من الخيوط |
Yerli köyü ya da Dünyanın en büyük yumağını görmek için değil... | Open Subtitles | وأنا لم أوقّع لبعض القرية الهندية القديمة أو للرؤية الكرة الأكبر في العالم من الغزل |
Ve ben Dünyanın en büyük aptalı olmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد ان أكون مع الأبله الأكبر في العالم |
Batının, belki de Dünyanın en büyük özel ordusunu kurduk. | Open Subtitles | الجيش الخاص الأكبر في نصف الكرة الأرضية ولعله الأكبر في العالم |
Bu Dünyanın en büyük senkronize doğum etkinliğidir. | Open Subtitles | هذا هو التزامن الأكبر في العالم للتناسل. |
Sen Dünyanın en büyük tek hücreli organizmasısın. | Open Subtitles | أنت الأكبر في العالم ككائن ذو خلية وحيدة. |
Tamam, eğer bir arabam olsaydı Galveston'a giderken, Dünyanın en büyük yer fıstıklarının yetiştiği Oklahama eyaletinin Durant şehrinden geçebilirdim. | Open Subtitles | كان لدي سيارة في طريقي الى جالفستون سأتمكن من الذهاب عبر ديورانت أوكلاهوما... حيث لديهم الفستق الأكبر في العالم |
Ve bu inançsız dünyadaki en büyük şirket, en muhteşem lanet olası propaganda gücünü kontrol ettiğinde, bu ekranda gerçek diye ne bok sunulacağını kim bilebilir! | Open Subtitles | و عندما تتحكّم الشركة الأكبر في العالم بالقوة الدعائية الملعونةٍ الاكثر إذهالاً في هذا العالم الكافر الذي لا رب له من سيعرف ما نوع الخرى الذي سيقايض بالحقيقة على هذه الشبكة |
Sen dünyadaki en büyük korkaksın! | Open Subtitles | أنت الهرة الأكبر في العالم. |
Aslında, Bay Pope dünyadaki en büyük çetenin üyesiydim. | Open Subtitles | (في الحقيقة أيها السيد (بوب كنت جزء من العصابة الأكبر في العالم |
dünyadaki en büyük belediye sarayı. | Open Subtitles | الأكبر في العالم |
Bu dosyaya göre Kuzey Kore dünyadaki en büyük lise kitabı üreticisi. | Open Subtitles | لربما يجب أن نُلقي عليها نظرة أيضاً. هذا يخبرنا بأن (كوريا الشمالية) في الحقيقة هي المُنتج الأكبر في العالم لكتب المدرسة الثانوية. |
Ancak 40 yıl gibi bir sürede, Dünya'nın en büyük yağmur ormanı olan Amazon %20 küçüldü. | Open Subtitles | ولكن في أقل من أربعون سنة الغابة المطيرة الأكبر في العالم أي غابة الأمازون لقد تقلصت عشرون بالمئة من مساحتها |