İşte bu çözülemez döngü, dünyanın en yaygın uyku bozukluğu insomnianın merkezi. | TED | هذه المشكلة المعقدة ظاهرياً هي المسبب الرئيسي للأرق، اضطراب النوم الأكثر شيوعاً في العالم. |
Kumun en yaygın şeklinin ana bileşeni silisyum dioksittir. | TED | المكون الرئيسي الأكثر شيوعاً لشكل الرمل هو أوكسيد السيليكون. |
Bunu yapabilmek için öz farkındalık konusundaki en yaygın inançlardan birini yıkmamız gerekiyor. | TED | وللوصول إلى ذلك، سنحتاج أن نحطّم إحدى المعتقدات الأكثر شيوعاً فيما يتعلق بإيجاد الوعي الذاتي. |
Ve en sık bize endişe etmememiz için söylenen neden ise zaman. | TED | والسبب الأكثر شيوعاً الذي يُقال لنا ألا نقلق بسببه هو الوقت |
Geçiş anları karşı istihbarat dünyasında en sık başvurulan araçlardandır. | Open Subtitles | فترة الإنتظار هي واحدة من الوسائل الإستخباراتية الأكثر شيوعاً |
En çok kullanılan şifreleri deneyerek bulmam iki dakikamı aldı. | Open Subtitles | استغرفتُ دقيقتين في استخدام كلمات المرور الأكثر شيوعاً. |
"E" İngilizce'de en yaygın kullanılan harftir. | Open Subtitles | الرسالة الأكثر شيوعاً في اللغة الإنجليزية |
Nezleden sonra çocukları etkileyen en yaygın sorundur. | Open Subtitles | و بعدما تخف حكة الرأس,المشكلة الطبية الأكثر شيوعاً بتأثيرها بالأطفال |
Bu aleyhte çevre şartlarında, 20. yüzyıl boyunca film ve fotoğrafçığın en yaygın maddesi olan selüloz asetat bükülüp kıvrılmaya başlar. | Open Subtitles | في هذه البيئة العدائية، حامض السّلُولوز، المادّة الأكثر شيوعاً والمستخدمة في الأفلام و الصور طوال القرن العشرون |
Amerika'nın en yaygın ismi. | Open Subtitles | هذا هو الاسم الأكثر شيوعاً في أميركا على الأرجح أنّه مزيّف |
Dua etmek en yaygın ibadet biçimidir. | Open Subtitles | إن التتضرع هو الشكل الأكثر شيوعاً للصلوات. |
Doğanın ve insanlığın en yaygın kuralı Tanrı veya emrinizdeki kılıç ve oklar ile başkasının elinde olanı ele geçirmektir. | Open Subtitles | القانون الأكثر شيوعاً ...لدى الطبيعة، والإنسان هو اتخاذ ما تم تكليفه من الله أو عن طريق السيوف والسهام التي تأمرها |
İntiharların son demlerindeki en yaygın pişmanlıklar nelerdir bilir misiniz? | Open Subtitles | أتعرف ما هو الندم الأكثر شيوعاً لأخر ثانية عند الأنتحار ؟ |
Bu, konuştuğum en yaygın şeylerden biriydi. | Open Subtitles | كانت من بين الأشياء الأكثر شيوعاً و التي تعوّدتُ مُناقشتها |
Ve mantığı alt eden en yaygın şey korkudur yani sanırım korktuğu için ona asla çıkma teklif etmedi. | Open Subtitles | والشيء الأكثر شيوعاً للتغلّب على المنطق هُو الخوف، لذا توقعتُ أنّه لمْ يطلب الخروج معها في موعد غرامي لأنّه كان خائفاً. |
İki: Nörobilim çalışmalarında uzun süreli sporun etkilerini inceleyen en yaygın bulgu prefrontal korteksinize bağlı olan ilerlemiş dikkat fonksiyonu. | TED | السبب الثاني: إنّ النتيجة الأكثر شيوعاً في العلوم العصبيّة، بالنظر إلى آثار التمارين على المدى البعيد، هو تحسّن عمليّة الانتباه المنوطة بالقشرة الجبهيّة |
en yaygın olanı çiğneyici ağız parçasıdır. | TED | الجزء الفموي القارض هو الأكثر شيوعاً. |
El yıkamak, OKB'nin popüler kültürde en sık yansıtılan imajı da olsa, obsesyonlar ve kompulsiyonlar pek çok şekil alabilir. | TED | بالرغم من كون غسل اليدين من الصور الأكثر شيوعاً للوسواس القهري في الثقافة الشعبية، فإن الهواجس و الدوافع القهرية قد تأخذ العديد من الأشكال المختلفة. |
Bebek için üzülüyordu ağlaması, en sık görülen sebeptir ve susturmak için onu sarstı. | Open Subtitles | لقد إنزعجت من الطفل- البكاء هة الأكثر شيوعاً وقامت بهزه بعنف لتسكته |
Oradaki binaların çoğu 1920 ve 1940 yılları arasında inşa edilmiş en sık karşılaşılan toksinlerin listesini yapıyoruz. | Open Subtitles | معظم المباني هناك شُيدت ما بين عامي 1920 و1940 نحن نتكلّم عن قائمة من السموم الأكثر شيوعاً... |
En çok kullanilan sifreleri deneyerek bulmam iki dakikami aldi. | Open Subtitles | استغرفتُ دقيقتين في استخدام كلمات المرور الأكثر شيوعاً. |
Son iki yılın En çok sevilen yerli İspanyol kadın ismi. Çal kapıyı. | Open Subtitles | إنّه الإسم الأنثوي اللاتيني الأكثر شيوعاً في آخر سنتين، جرّبي حظكِ. |