Timmy, sen bu dünya üstündeki en şeffaf adam olsan gerek. | Open Subtitles | أيها الفتى تيمي، لا بُدَ أنكَ الشَخص الأكثَر شفافية على وَجه الأرض ماذا؟ |
Ve en önemlisi, eğer yaşayabilirsem de, yapabileceklerimi. | Open Subtitles | و الأكثَر أهميةً، لو أني نجوت كُل ما يُمكنني فِعلُه |
Maddelerden zararsız görünenleri bile en büyük devrimcilik gayesini barındırıyor. | Open Subtitles | تحَت عُنوان حمَيد إخفَاء النَوايَا الأكثَر ثَورِيه |
Birisinde ise dünyanın en güçIü silahını kontrol etmesine izin ver taç var. | Open Subtitles | أحدهم لديه تاج يعطيه قدرةً على أن يتحكم في السلاح الأكثَر فتكاً على وجه الأرض. |
Tüm ergenlik evrelerinden, en klişe ve ironiksiz şekilde geçiyorum. | Open Subtitles | أنا أمُرّ بمَرحلة المُراهقة الأكثَر إبتذالاً وجديّة. |
Hatta okulun kupa köşesinde, ilk çeyrekte burnunu kırmasına rağmen takımına eyalet şampiyonasında liderlik ettiği, en bilinen maçlarından birinde giydiği forma sergileniyor. | Open Subtitles | الكأس الذي في القاعَة يعرض تيشيرت أبي من اللعبَة الأكثَر شُهرة، |
Tanıdığım en dengeli insan. | Open Subtitles | الشَخص الأكثَر توازناً الذي أعرِف |
en sadık kulunuz olmanın yanısıra eski bir dostunuz olarak ne kadar acı verici olsa da, bazı gerçekleri size bildirmeyi görevim olarak addediyorum. | Open Subtitles | كوَنِي أقدَم صَدِيق لَك كمَا أنِي الأكثَر إخَلاص لَك أرَى بِأنَه مِن واجِبي، مَهمَا كَان مِؤلماً لتَقدِيم بَعض الحَقائِق لَك |
Evet ve kuzeydeki hatlar en güçlü olanları. | Open Subtitles | أجَل، والخطوط الشمالية هي الأكثَر قوةً. |
Çoğu kez en kötü şekilde sonuçlanmıştır. | Open Subtitles | غالِباً ما تَكون الأكثَر فظاعةً. |