Biramit çok fazla alüminyum içeriyor kaldırmak için 5 kişi yetiyor. | Open Subtitles | الهرم يحتوي على الكثير من الألمنيوم ، وسيتطلب 5 رجال ليرفعوه |
Bu minik alüminyum boru en iyi arkadaşın olmak üzere. | Open Subtitles | هذا الأنبوب الألمنيوم الصغير على وشك أن يكون أفضل أصدقائك |
Lyla'nın başındaki yarada bulduğum alüminyum parçacıklarını aynı şekilde gaz pedalında da buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت نفس شظايا الألمنيوم على دواسه البنزبن كما فعلت فى جرح رأسها |
Fazladan güvenlik için her araç alüminyum oksinitrür camla kaplı. | Open Subtitles | وللحماية الإضافية، فكل مركبة محاطة بمادة زجاج الألمنيوم أوكسي نايترايت |
Aslında kendi çubuklarıyla alüminyum çubukların tek benzer tarafı ikisinin de alüminyumdan imal edilmesiydi. | Open Subtitles | في الواقع قال بأن الأمر الوحيد المطابق بين أنابيبه وأنابيب الألمنيوم بأن كلاهما مصنوع من الألمنيوم |
Dikkatlice, bir ay uğraşarak bileşik kıvrımları olan eklemli bir alüminyum zırh yaptık. | TED | كنا بعناية فائقة على مدى ذلك الشهر نركبُ بدلةً متحركة فعالة لدرع من الألمنيوم مع منحنيات مركبة. |
Okulda alüminyum zırh giymek hakkında öngöremediğim şeyler vardı. | TED | كان هناك أشياء لم أحسب لها حساباً حول ارتداء زي كامل لدرع من الألمنيوم إلى المدرسة. |
Mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar. | TED | حسنٌ، المهندسون لديهم فهم مسبق جيد جداً لكيفية تكسر الألمنيوم والمعدن والبلاستيك تحت الضغط |
İstediğiniz zaman renkleri değiştirebilirsiniz. İsterseniz alüminyum boya koyun , her şey olur. | TED | يمكنك دائما أن تغيير الألوان ، ووضع طلاء الألمنيوم ، أو يمكن أن أضع أي شيء في هذا. |
Aslında yerliler başka kalitede bir alüminyum kullanıyorlar. Evet. Chelsea göle gelmeni istiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة , يستخدم الهنود نوع آخر من الألمنيوم |
Işık hızına yakın şiddetle alüminyum mermilerle ateşleniyor. | Open Subtitles | يُطلق قذائف من الألمنيوم التي تخرج بسرعة تعادل سرعة الضوء |
Çöldeki çocuktaki alüminyum madde listesi geldi. | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق. وصلت لائحة بمنتجات الألمنيوم الذي وجدناه على فتى الصحراء |
Bir alüminyum Folyo parçasını etrafta savurarak kimseye zarar veremezsin. | Open Subtitles | لن تؤذي أحداَ بتلويحك لقطعة الألمنيوم هذه |
Boya parçasındaki alüminyum ve melamin, onun araba boyası olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الألمنيوم والميلامين في طلاء اللون الرئيسي تشير لأنها طلاء سيارة |
Küçük alüminyum parçalarının her yerde bulunduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا قطعة صغيرة من ورق الألمنيوم في كل مكان |
alüminyum iş üstündedir, çiftçilere hava durumuna karşı yardımcı olur. ] | Open Subtitles | الجميع يستخدم الألمنيوم حيث يساعد المزارع في التكيف مع الطقس |
Makyajda kullanılan alüminyum toza alerjik olduğu tanısı kondu. | Open Subtitles | تم تشخيصه على أنه رد فعل تحسسي لغبار الألمنيوم الموجود في أدوات التجميل |
alüminyum pervanenin, 10 ve 20 tonluk... savurma gücüne dayanması için... tercihen koruyucu filmle kaplanması gerekir. | Open Subtitles | مروحة الألمنيوم تحتاج لطلاء يمكنه مقاومة مابين 10 ألى 20 طن من القوة الطاردة تأكسد أفضل |
Aslında kendi çubuklarıyla alüminyum çubukların tek benzer tarafı ikisinin de alüminyumdan imal edilmesiydi. | Open Subtitles | في الواقع قال بأن الأمر الوحيد المطابق بين أنابيبه وأنابيب الألمنيوم بأن كلاهما مصنوع من الألمنيوم |
15 tonluk aliminyum ve plastik. | Open Subtitles | خمسة عشر طنا، 30000 رطل مرصوصة من الألمنيوم والبلاستيك النقي |
Sülfürik asit folyoyu eritir. | Open Subtitles | -سيتآكل الألمنيوم بفعل حمض الكبرتيك . |
Ama Siyam Kralı, o Aluminyum çatal bıçaklarla yemiş. | TED | ولكن ملك سيام، أطعم بأواني مصنوعة من الألمنيوم. |
alüminyum tüp nedir? Santrifüj için. Uranyumu güçlendirmeye yarıyor. | Open Subtitles | يحصلون على أنابيب الألمنيوم للطاردات المركزية من أجل تخصيب اليورانيوم |