Orada sadece acı ve nefret vardır, yaptığın hiçbir şeyin anlamı yoktur. | Open Subtitles | هناك فقط الألم و الكراهية و لا شىء تفعلينه يعنى لك شيئاً |
Gelişigüzel attığımız neşter kesikleri sebebiyle oluşan acı ve ıstırap cidden büyük. | Open Subtitles | الألم و المعاناة التي يسببها استخدامنا العشوائي للمشارط كبيرة جداً بدون شك |
Bu sahip olduğum lanet bana acı ve işkenceden başka bir şey getirmedi. | Open Subtitles | هذه اللعنة التي أحملها التي لم تجلب لي شيئًا غير الألم و المعاناة |
Lawrence Chicken Truitt tarafından ihmal sonucu Ağrı ve acı yüzünden dava edildiniz. | Open Subtitles | لقد تم رفع دعوى ضدكم من قبل لورانس تشيكن تريوت عن الإهمال و الألم و المعاناة |
Onun acısı ve gözyaşları ilgiliyse o zaman adalet bunu neresinde? | Open Subtitles | إذا كانت فكرة الألم و الدموع تخصها فما تكون العدالة |
Böyle bir öfke, acı ve kafa karışıklığı evresinden geçerken terapistimden bir randevu aldığımı hatırlıyorum. | TED | لذلك في احدى المرات عشت هذه الحالة الغريبة من الغضب و الألم و الارتباك، أذكر أني حجزت موعدا مع معالجي النفسي. |
Çünkü size tek vaad edebileceğim, gençler, amansız acı ve sıkıntı. | Open Subtitles | لأن كُل ما يُمكنني أن أعدكم بهِ أيّها الرفاق، الألم و المشقة. |
Ona acı ve kalp kırıklığından başka bir şey getirmedim. | Open Subtitles | ، كل ما جلبت له كان الألم و كسر الخاطر |
Tek bildiğim hayatımda daha önce böyle acı ve korku hissettim olduğunu. | Open Subtitles | لا أعلم ، كل ما أعلمه أننى لم أشعر بمثل هذا الألم و الذعر فى حياتى من قبل |
# ve çok fazla acı ve ıstıraba neden oldun # # ama etrafına bak # | Open Subtitles | و لقد سببت الكثير من الألم و الأسى لكن انظر حولك |
Sanırım sevdiklerine ve arkdaşlarına verdiğin acı ve ızdırabı düşünürdüm. | Open Subtitles | إنني أفكر في الألم و العذاب الذي سببته لأصدقائك و أحبابك |
Ülkemde çok fazla acı ve ızdırap vardı. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الألم و المعاناة في بلدي |
Dünyanın çevresinde uçmak için doğdu, herkese acı ve ızdırap dağıtmak için. | Open Subtitles | ولدت حتى تجري خلال العالم حتى تطلق عنان الألم و البؤس على الجميع |
Geçtiğimiz bir kaç ayda toplumumuz ve cemaatimiz büyük bir acı ve ihanete maruz kaldı. | Open Subtitles | مجتمعنا و جماعتنا شهدت قدار كبير من الألم و الخيانة في هذه الاشهر القليلة الماضية |
Hayatımın son beş yılını, hayal edilemez... bir acı ve işkenceyle değişmiş gibiyim ama bunun dışında, iyiyim. | Open Subtitles | أشعر أني أضعت آخر خمس سنوات من حياتي مقابل الألم و المعاناه و ماعدا ذلك أنا بخير |
Güç, biraz acı ve mücadele olmadan gelmez. | Open Subtitles | القوة لا تأتي دون قليلاً من الألم و النضال |
Hayatımıza acı ve sefalet getirmekten başka bir faydası olmadı. | Open Subtitles | هذا لم يجلب لنا سوى الألم و البؤس لحياتنا |
Ağrı ve çift görme bize kafasına bakmamızı söylüyor. | Open Subtitles | الألم و الرؤية المزدوجة تشير إلي الرأس |
Ağrı ve çift görme bize kafasına bakmamızı söylüyor. | Open Subtitles | الألم و الرؤية المزدوجة تشير إلي الرأس |
Ama acısı ve çilesinin dışında, ben doğmuştum. | Open Subtitles | ومن الألم و المعاناة , وُلدت أنا |
Bunu her şeyden çok istediğin zaman bile belirsizlik ve acı sarmalına dönüşür ve böylelikle kendi içinden bir parçayı gizlemek durumunda kalırsın. | Open Subtitles | حتى عندما تريده أكثر من أي شيء إنه يتحول إلى هذا اللولب من الحيرة و الألم و كأنك تدفن جزءً من نفسك |
Yani, kültürden mi nedir genel olarak İngilizler acıyı ve dayağı sever. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان السر هو الثقافة أم ماذا لكن الإنجليز عامةً يميلون إلى الألم و الصفع |