"الأمال" - Traduction Arabe en Turc

• umut
• umutlar
• kırıklığına
• umutları yükseliyordu
• beklentilere

Çünkü onlar, evlerini kaybeden ailelere umut veriyorlar ve yiyecek, ilaç, ihtiyaçları olan diğer şeyleri.
لإنهم يمكنهم أن يمنحوا الأمال الكبيره لكل العائلات التى أجبرت على ترك منازلها ويسمحوا لهم بالحصول على الطعام , والدواء

Ona umut ve hayal dolu anahtarlığını verdim.
أعطيتُها سلسلة المفاتيح الخاصَة بك عن الأمال و الأحلام.

Ama tekrar bir araya geleceğinize dair aptal bir umut besliyor içinde.
ولكنه يحتفظ ببعض الأمال الغبية أنكما قد تعودا سوياً

-Öyle umutlar beslediği için kendisini budala yerine koyacağımızı düşünmüştür.
بدون شك شعرت أنها ستبدوا حمقاء لتُظهر كل هذه الأمال

Oğlu için ne büyük umutlar beslediğini... gelecekteki başarılarını ve hayattaki yerini düşünerek... nasıl bin bir tatlı hayale daldığını anlatmak imkansız.
كان من المستحيل تحديد الأمال العريضة التي كانت لدية للفتى وكم إنغمس في ألف توقع بالنسبة إلى نجاحة المستقبلي وشكلة في العالم

Fakat gerçekte hayal kırıklığına uğraması gerekenler kimler, sizlersiniz.
ولكن هؤلاء هم الذين يخيبون الأمال وأنت أيضا.

Kabuklarımıza karşı en iyilerini katletmek için umutları yükseliyordu.
الأمال تسمو لأن تذبح أفضلهم ضد هياكلنا

Neden bu umutlara, bu korkulara, bu yeteneklere, bu beklentilere sahibim?
لماذا لدي هذه الأمال و المخاوف و المواهب و التطلعات؟

Eğer gece yarısından önce kutuyu alamazsam, açılır ve umut kaçar.
... وان لم املك هذا الصندوق , قبل منتصف الليل . فسيُفتح من تلقاء نفسه . و ستهرب كل الأمال

Bazen umut, insanları biraz delirtebiliyor.
في بعض الاحيان الأمال تجعل الناس .لا اعرف...

Bütün umut, aslında yitirilmiş mi?
وأن كل الأمال ضاعت في الحقيقة؟

Çağıracak kimse yok sandım tüm umutlar bitti sandım
لم يكن هُناك أي أحد، إعتقدت أنهلنيأتيأحد لي... لقد فقدت كل الأمال ... .

Bu kaybolan umutlar beni öldürüyor!
هذه الأمال الكاذبة تقتلني ..

Çocuğumun beni bir daha hayal kırıklığına uğrattığını görmeden ölmek isterdim
حسناً، أردت الموت بدون رؤية ابني مخيب الأمال مجدداً

Hayal kırıklığına uğramış ve silahlı.
مخيب الأمال و معه مسدس.

Zorluk çıkaran bazı beklentilere sebebiyet verebiliyor.
إنه يرفع الأمال الذي قد يسبب صعوبات