ve ne zaman biz o... dik yamaca geldik, güvenlik anonsu yapıldı ve... aracın en önünde yerimizi aldık, bacaklarımız titriyordu... | Open Subtitles | ، و بينما تغادر الورشة تصعد بشكل منحدر تماما قمنا بفك مزلاج الأمان و تسلقنا نحو الحافة و مددنا ساقينا للأسفل |
Merhametli, kutsal , saygıdeğer ve kuvvetli olarak anılan haşmetli İmparatoriçenin emirleri. | Open Subtitles | بقيادة فخامة الإمبراطورة ولتوفير الأمان و المعيشة المحترمة |
Kendinden şüphe etme ve güvensizlik ortamına hoş geldin | Open Subtitles | . مرحباً بك فى حياة عدم الأمان و عدم الثقة بالذات |
Dickweed. - Şimdi sana güven ve kabullenme ışınları gönderecek. Dickweed. | Open Subtitles | و الآن سترسل لك أشعة من الأمان و القبول التام |
Şımarmış bir çocuk gibi evlilikten ve emniyetten kaçmasına izin verdiğinden bu yana 15 yıl geçti. | Open Subtitles | 15سنة منذ الليلة التي سمحت لها بالفرار كطفلة مدللة تبحث عن الأمان و الزواج |
Sırıtkan, güvensiz ve kendinden nefret eden kişi mi? | Open Subtitles | أنتَ يا حشوة من الابتسامة المتكلّفة و عدم الأمان و كراهية الذات ؟ |
Lütfen emniyet kemerlerinizin takılı olduğundan emin olun ve dikkatinizi ekrana verin. | Open Subtitles | رجاءً تأكدوا من ربط أحزمة الأمان و ارعوا انتباهكم إلى الشاشات |
Evet, ama bu tip insanların genellikle egoist ve güvenilmez olma sorunları var. | Open Subtitles | لكن الشيء الذي يميز الأشخاص الذي بنوا أنفسهم بأنفسهم هو أنهم في العادة يكونون منعدمي الأمان و مغرورين |
Basit kodlar ve herkes ulaşabilirdi sisteme..ve her robot ele geçirilebilirdi | Open Subtitles | و لديهم شفرات الأمان و التعامل المثالى و كُل روبوت جُن هذا غريب |
Güvenilmez ve onay bekleyen biri miyim? | Open Subtitles | هل أعيش في قوقعة من عدم الأمان و السعي للقبول؟ |
Barınmak ve güvenlik için sokakları seçiyorlar, ama burada da tek buldukları cinayet ve karmaşa. | Open Subtitles | إختاروا الشوارع لأجل الأمان و المأوى فوجدوا القتل و الفوضى عوضا عن ذلك |
Güvenlik ve yaşam destek üniteleri çok kısa bir sürede aktif hale geldi ama iletişim sistemi yaklaşık 13 saat boyunca kapalı kaldı. | Open Subtitles | أنظمة الأمان و الانظمة الداعمة للحياة عادت للعمل مباشرةً تقريباً و لكن أنظمة الإتصالات بقيت معطله لحوالي 13 ساعة |
Hepsi istikrar, güven ve mutluluk vaat ettiler. | Open Subtitles | جميعهم وعدوني بالإستقرار الأمان و السعادة. |
Ebeveynlerimizden, toplumumuzdan ve insanlardan üzerimizde - korkularımız, güvensizliklerimiz gibi- çok fazla yük taşıyoruz ve bizim 200 yıllık planımız gerçekten artık miadını doldurtmamız gereken tüm çocukluk problemlerimizi listeliyor. | TED | كما تعلمون فإننا نحمل العديد من الأمور من آبائنا مجتمعنا ومن العديد من الأشخاص المخاوف والشعور بعدم الأمان و خطة ال200 عام الخاصة بنا تعرض جميع مشاكل الطفولة الخاصة بنا والتي يجب التخلص منها |
Emniyeti geri çek ve üç kere üstüne vur. | Open Subtitles | إنزع فتيل الأمان و اضغط عليها ثلاث مرات |
Sürekli güvende olma ihtiyacı hissederiz ve aşina olduğumuz yerlerde kendimizi rahat hissederiz. | Open Subtitles | نتوق إلى الأمان و نرتاح بالمعتاد |
Emniyet kemerlerinizi bağlayın ve uçuşa hazırlanın. | Open Subtitles | أربطوا أحزمة الأمان و أستعدوا للأقلاع |
Huzur ve sessizlik için geldim buraya. | Open Subtitles | آتي إلى هنا من أجل الأمان و الهدوء |
Önümüzde çok uzun bir yol var, öğrenecek hala çok şeyimiz var. Fakat bildiğim bir şey de şu ki, yaratıcılık ve kararlılıkla güzeli ve rahatı ve güveni ve hatta lüks olanı yeniden büyüyecek bir malzemeden yaratabilirsin. | TED | و ما زال لدينا طريق طويل لنقطعه، و ما زال هناك المزيد لنتعلمه، و لكن هناك شيء واحد أعرفه وهو أنه بالابداع و الإلتزام، يمكنك خلق الجمال و الراحة و الأمان و حتى الرفاهية من نفس المواد التي ستنمو من جديد. |
Ben aşağı seyirtiyorum, dümen köşküne giriyorum ve bir miktar inanmazlık haliyle "Kaptan, OSHA" diyorum. "OSHA? | TED | أنا نازل للأسفل، وأنا ذاهب إلى غرفة القيادة وأا أقول، مع قدر من التشكيك، "الكابتن، منظمة الأمان و الصحة." ويقول،" منظمة الأمان و الصحة؟--المحيط." |