| Ölüp ölmemen umurumda değil. Nasılsa bir sürü prens var. | Open Subtitles | أنا لا أهتم إذا مت, هناك الكثير من الأمراء الآخرين |
| En sonunda onlara ne olduğunu bilen olmamasına rağmen, bir süre sonra, prens kayboldu ve Richard'ın iktidarı güvenli gözüktü. | TED | مع أنه لا أحد يعرف ما حدث لهم بالتحديد إلا أنه بعد فترة اختفى الأمراء و بدا أن حكم ريتشارد آمن. |
| Öyle görünüyor ki, evlenecek prensler zavallı bir erkekten çok daha cefa çeker. | Open Subtitles | على ما يبدو ، أن الأمراء يعانون في الزواج أكثر من الرجال الفقراء |
| prensler yedinci ayda hazinelerle dönecekler. En nadide hazineyi getiren prensesi kazanacak. | Open Subtitles | الأمراء سوف يعودوا فى القمر السابع يحملون الكنز ومن يحضر الأندر سوف يفوز بالأميرة |
| Tamam, bir gün Prenses adama bu muhteşem hazineden bahsetmiş. | Open Subtitles | حسنا، الآن، يوم واحد من الأمراء قال الرجل حول هذا الكنز الرائع |
| Ben de prenslerin buna ihtiyacı olmadığını sanırdım. | Open Subtitles | ظننت أن الأمراء يفعلون كل شيء جيدا ولا يحتاجون التدريب |
| Şimdi onu ikna etmeliyiz. prensleri Kule'den çıkarmak için onunla birlikte çalışıyoruz. | Open Subtitles | بالنسبة للحاضر علينا أن نقنعها بأننا نعمل معها لأخراج الأمراء من البرج. |
| Beş prensin kanı Gece için Gündüz'le birbirine bağlı. | Open Subtitles | دمّ الأمراء الخمسة مربوط بالنهار مقابل الليل. |
| Uykulu tüccarların çarşısında senin çevik parmakların bize prens kıyafetleri temin edebilir. | Open Subtitles | فى أسواق التجار الكسالى أصابعك الماهرة يمكن أن تحصل لنا على ثياب الأمراء |
| Bir prens düşmana hırsız gibi yaklaşmaz. | Open Subtitles | الأمراء لايتسللون على أعدائهم مثل اللصوص |
| Birçok prens onlardan indi | Open Subtitles | والكثير من الأمراء خرجوا من هذه السيارات أيضا |
| Bir dakika prensler! Hangi hediyenin en nadidesi olduğunu kim söyleyebilir? | Open Subtitles | لحظة أيها الأمراء من يستطيع أن يقول اى هدية هى الأندر ؟ |
| Dünyanın her köşesinden prensler ve tüccarlar gelecek. | Open Subtitles | سيأتي الأمراء والتجار من كل أرجاء العالم |
| Ferdinand ve Isabella, en Hristiyan prensler, kardeşinle olan evliliğimin tamamlanmadığı üzerine yalandan şahitlik mi ettiler? | Open Subtitles | فرديناند وإيزابيلا الأمراء الأكثر تدينا بالمسيحية كذبوا عندما قالوا بأن زواجى من أخيك لم يكمل ؟ |
| O zamana kadar hi kimse bu hazineyi görmemiş ama Prenses orada olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | الآن، لم يكن أحد على الاطلاق هذا الكنز بالطبع، ولكن الأمراء علم أنه كان هناك. |
| Prenses bunu biliyor mu ? | Open Subtitles | نينغ الأمراء عنه ، وقال انه سيتم في وقت متأخر؟ |
| prenslerin neden yortuyu 1 gün daha uzatmanızı istediklerini biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرف لماذا طلب الأمراء تمديد الاحتفال ليلة أخرى |
| Bölük, burada prenslerin birbirlerini boğazlamalarına karşı barışı koruyor. Khande Rao'nun babası. | Open Subtitles | الشركة حافظت على السلام لأن الأمراء كانوا يهددون بعضهم |
| - Ne yazıyorsunuz, Bay Barrie? - Şey, bugünlerde paramı prensleri eğitimli ayım Portos'la eğlendirerek kazanıyorum. | Open Subtitles | حسنا، حاليا، أنا أرتزق من الأمراء المسليون ومحاكمهم |
| Yine de prensesle görüşmeye giden üç prensin arasında en yakışıklısı senmişsin. | Open Subtitles | و لكن من بين الأمراء الثلاثة الذين دُعوا لمقابلة الأميرة كنت الجذاب الأكبر |
| Sizin ilahiyat ile ilgili bildikleriniz, süregelmiş tüm prenslerden ve rahiplerden daha üstündür. | Open Subtitles | معرفتك الألوهية تتفوق عن الأمراء والقساوسه على مر العصور |
| Çok fazla Suudi Prensi var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأمراء السعوديين |
| Bu feodal lordlar, kendi klanlarını ve emirleri altındaki insanları yönetirlerdi. | Open Subtitles | وحكم هؤلاء الأمراء الأقطاعيون عشائرهم بالشعوب التي كانت تقع تحت قبضتهم |
| Örneğin, prenslere iktidarı ele geçirmek için gerekli tüm acımasızlıkları değerlendirip gelecekteki istikrarı sağlamak için tek bir hamlede yapmaları söylenir. | TED | على سبيل المثال، يطلب من الأمراء اعتبار جميع الأعمال الوحشية ضرورية للاستيلاء على السلطة، وإلزامهم بضربة واحدة لضمان الاستقرار في المستقبل. |
| Aptal prensler ve onların yapmacık prensesleri. | Open Subtitles | الفتيات الساذجات و الأمراء المتفاخرون |