"الأمر الصائب" - Traduction Arabe en Turc

    • doğru olanı
        
    • Doğru şeyi
        
    • doğru şey
        
    • doğrusunu
        
    Ve diğer insanlara iyi davrandıklarını ve hep doğru olanı yaptıklarını ve Amerika'nın Kurucu Babaları gibi özel olduklarını düşünürdüm. Open Subtitles و أنهم يتعاملون بشكل لطيف مع الأشخاص الأخرين و أنهم يفعلون الأمر الصائب و أنهم مميزون مثل الأباء المؤسسين لأميركا
    Eşyalarını toparla. Hey. doğru olanı yapıyorsun. Open Subtitles اذهبي لحزم أمتعتك كنتي تفعلين الأمر الصائب
    doğru olanı yapacağından kesinlikle eminim. Open Subtitles أنا متأكد تماماً من أنه سيعرف فعل الأمر الصائب
    Umarım Doğru şeyi yaptım. Open Subtitles هذه هي الوحش أتمنى من أنني قد فعلت الأمر الصائب
    Ben Doğru şeyi yaptım. Bunun başka bir yolu olmalı. Open Subtitles لقد فعلتُ الأمر الصائب لا بدّ من سبيل آخر
    Ya büyük mali kâr ve olası davalara rağmen ürünü çekmeye karar verip Doğru şeyi yapmak istediyse? Open Subtitles ماذا لو أراد فعل الأمر الصائب وسحب المُنتجات، حتى لو أنّ ذاك يعني ضربة ماليّة ضخمة وربّما رفع دعاوي قضائيّة؟
    İfademi değiştirdim çünkü yapılması gereken doğru şey buydu. Bana borçlu değilsin. Open Subtitles لقد أفسدتُ جلسة الإستماع لأنه كان الأمر الصائب للقيام به، لا تدينين لي بأيّ شيء
    doğru olanı yaptın. Özür diledin, değil mi? Open Subtitles لقد فعلت الأمر الصائب قمت بالإعتذار، صحيح؟
    Bırak da onunla koç ile oyun kurucusu olarak konuşayım bakalım doğru olanı yapmaya ikna edebilecek miyim? Open Subtitles دعنى اتحدث معه ، و أرى أذا كُنت أستطيع أقناعه بفعل الأمر الصائب.
    Muhtemelen bir dizi nedeni olduğunu düşünüyorum ama en önemli olanı doğru olanı yapmak istemesi. Open Subtitles الحمل. أعتقد أنّ هناك على الأرجح عدد من الأسباب، لكن السبب الرئيسي هُو أنّه يُريد فعل الأمر الصائب.
    Ama zavallı kadına ondan bahsettiğimde doğru olanı yaptığımı ima edercesine bana teşekkür etti. Open Subtitles لكن عندما أخبرتُ السيّدة المسكينة عنه، فقد شكرتني، وكأنّي فعلتُ الأمر الصائب.
    doğru olanı yaptığını düşündün. Open Subtitles أليس كذلك ؟ كُنتِ تعتقدين أنكِ فعلتِ الأمر الصائب.
    Sanırım o kelime, doğru olanı yaptığını düşünen güçlü gruplar tarafından sembolik bir mesele haline getirildi. Open Subtitles أعتقد أن الكلمة أصبحت مشكلة رمزية للجماعات التي تظن أنها تفعل الأمر الصائب
    Şeytan her zaman Doğru şeyi yaptığına inanır. "Afedersiniz Fırtına Birlikleri..." Open Subtitles فالشر دائماً يعتقد أنه يفعل الأمر الصائب
    Ya Doğru şeyi yapmak her şeyimize mâl olursa? Open Subtitles ماذا لو كان فعل الأمر الصائب سوف يُكلفنا كلّ شيء؟
    İnsanlara korku salarsan Doğru şeyi yaparlar. Open Subtitles يفعل الناس الأمر الصائب عندما يدفعهم الخوف
    Doğru şeyi yaptığım için ölmek istemiyorum. Open Subtitles حقًا لا أودّ أن أموت لفعلي الأمر الصائب.
    Yine de elimizden geldiğince Doğru şeyi yapmaya çalışmamız gerekmez mi? Open Subtitles صحيح، لكن ألا يجدر بنا المحاولة؟ ألا يجدر بنا محاولة فعل الأمر الصائب كلما استطعنا؟
    Peki, Lithgow. Doğru şeyi yaparım. Open Subtitles " حسنا, " ليثقو سأقوم بفعل الأمر الصائب ..
    - Hizmetçi bunu bize verdi. Yine de ona bahşiş vermelisin. Yapılacak doğru şey bu. Open Subtitles قامت الخادمة بإعارتنا هذه لا زال عليكِ منحها نفحة فهذا الأمر الصائب فعله
    Bıraktım çünkü bu gerekliydi, çünkü Holly'nin de yardıma ihtiyacı vardı, ve sen ve kocan da bunun doğru şey olduğunu biliyordunuz. Open Subtitles تركته لأني اضطررت لذلك لأن هولي كانت بحاجتي ولأني و زوجك كنا نعلم أنه الأمر الصائب الذي تحتم علينا فعله
    Birilerini seviyorsan onlar için en doğrusunu yaparsın. Open Subtitles عندما تهتمين بأحدهم فأنت تفعلين الأمر الصائب لهم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus