"الأمر الوحيد الذي" - Traduction Arabe en Turc

    • tek şeyi
        
    • olan tek şey
        
    • olduğum tek şey
        
    • tek şeydi
        
    • tek bir şey
        
    • eden tek şey
        
    • bir şey varsa
        
    • olduğu tek şey
        
    • tek konu
        
    • tek şey bir
        
    Bunu yaparsak, bizi keseli sıçanlardan ayıran tek şeyi kaybederiz! Open Subtitles لو فعلنا ذلك، فنحن نفعل الأمر الوحيد الذي يميزنا عن القوارض
    Herkesin "yapamazsınız" dediği tek şeyi yapacağız. Open Subtitles سنفعل الأمر الوحيد الذي لا يتوقعه الناس منا.
    Ellerinde eksik olan tek şey bizleri harekete geçirmek için sağlam bir krizin gerektiği. TED الأمر الوحيد الذي يفتقدونه هو أننا في حاجة إلى أزمة جيدة لتحريكنا.
    Gerçekten ama gerçekte iyi olduğum tek şey buydu sanki. Open Subtitles لقد كان الأمر الوحيد الذي أفعلة بشكل جيد
    Çünkü sana tapıyorum fakat yüzük hakkında pek düşünmediğim tek şeydi. Open Subtitles هذا بسبب عشقي لكِ لكنّ الخاتم هو في الحقيقة الأمر الوحيد الذي لم أفكر به
    Bence anlaşabileceğimiz tek bir şey var o da buranın pirzolası daha iyi. Open Subtitles أعتقد أن الأمر الوحيد الذي يمكن أن نتفق عليه أن الأضلاع هنا أفضل.
    Evet, beni rahatsız eden tek şey bunun yeni aklıma gelmiş olması. Open Subtitles أجل، الأمر الوحيد الذي يزعجني أنني لم أجرّب ذلك قبل الآن.
    Ama bildiğim bir şey varsa o da, yatıya kalmazsan mutlu olmadıklarıdır. Open Subtitles ولكن الأمر الوحيد الذي أعرفه هو أنهن يحزنّ إن لم تقضِ الليلة
    Dövüşmek onun iyi olduğu tek şey. Open Subtitles القتال هو الأمر الوحيد الذي كان يجيده
    Onun hayatını kurtarabilecek tek şeyi yapmadı. Open Subtitles لم تفعل الأمر الوحيد الذي بواسطته تستطيع إنقاذ ابنها
    Ona gerçekten istediği tek şeyi veremezdin. Open Subtitles لمْ تستطيعي منحها الأمر الوحيد الذي أرادته بشدّة
    Herkesin "yapamazsınız" dediği tek şeyi yapacağız. Open Subtitles سنفعل الأمر الوحيد الذي لا يتوقعه الناس منا.
    Öldüğü gün demişti ki bizi değerlendirecekleri tek şey, önemli olan tek şey, kazanmaktır. Open Subtitles و في يوم وفاته قال: أن المعيار الوحيد الذي سيحكم به علينا الأمر الوحيد الذي يحتسب هو الفوز
    Şu anda benim için önemli olan tek şey, ailemi korumak. Open Subtitles ..الأمر الوحيد الذي يهمني الآن هو حماية عائلتي
    Onu korumak, şu anda önemli olan tek şey. Open Subtitles وقاية حياتها هي الأمر الوحيد الذي يهمه الآن
    Emin olduğum tek şey, o bizim son şansımız. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي أنا متأكّد منه هو أنّه خيارنا الأخير
    İyi olduğum tek şey, arabalarla aramın iyi olması. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي أجيده هو أني سريع بالسيارة.
    Bana geri döneceğine inanmak devam etmemi sağlayan tek şeydi. Open Subtitles ...إيماني بأنك ستعود إليّ كان الأمر الوحيد الذي دفعني للاستمرار...
    Onlara yapılacak tek bir şey var. Open Subtitles حسناً، إنه الأمر الوحيد الذي يمكنك فعله.
    Beni rahatsız eden tek şey şu anda bu aptal şarkıyı kafamdan çıkaramamış olmam. Open Subtitles إنَّ الأمر الوحيد الذي يزعجني حالياً هو أنني لا أستطيع إخراج الأغنية الغبية من رأسي
    Clark'la ilişkimden öğrendiğim bir şey varsa o da, bana karşı dürüst olunmayınca anlıyorum. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي تعلمته من علاقتي مع كلارك هو معرفة متى لايكون الشخص صادقاً معي
    Danny Bucks'ın iyi olduğu tek şey Danny Buck'ın yeniden seçilmesini sağlamaktır. Open Subtitles (الأمر الوحيد الذي يجيده (داني باك هو إعادة إنتخابه مجدّداً
    Demokratların da, Cumhuriyetçilerin de hemfikir oldukları tek konu çoğu Amerikalı'nın ekonominin geleceği konusunda ciddi kaygılar duyduğu. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي يتفق عليه الديمقراطين والجمهوريون هو أن معظم الأميركيين يشكّكون في المستقبل الاقتصادي
    Bu işte başarının sana öğreteceği tek şey bir sonraki seferinin biraz daha zorlu olacağıdır. Open Subtitles الأمر الوحيد الذي يُعلّمك بنجاح في هذه المُهمّة أنّ بالمرّة القادمة، ستجعلها مُعقدة قليلاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus